FETÖ’nün mahrem yapılanması tekrar gündeme geldi
FETÖ’nün mahrem yapılanması Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Yargı, Vali ve Kaymakamlık ile TİB, ÖSYM, ASELSAN, MİT gibi devletin hassas kurumlarındaki hücrelerine verilen isim. FETÖ elebaşının özel önem gösterdiği bu yapılanmalardan TSK birimleri içindeki mahrem yapılanma çirkin yüzünü 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gösterdi. FETÖ operasyonlarında son durum ele alındığında darbe girişiminden sonra 5 yıl geçmesine rağmen TSK’daki FETÖ’nün mahrem yapılanmasına yönelik operasyonlar hız kesmeden devam ediyor. Bu operasyonlardan yakın tarihte en dikkat çekici olan Ocak 2021’de yapılan operasyon ile gözaltına alınan FETÖ üyeleri sayılan 3 tuğgeneral operasyonuydu. Operasyonda gözaltına alınan isimlerden biri kamuoyunda günlerce konuşuldu, örgütsel bağlılık algısı yüksek isimlerden Serdar Atasoy. 2020 yılındaki Yüksek Askeri Şura’da (YAŞ) Tuğgeneralliğe terfi ettirilen Serdar Atasoy, Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevine getirilmişti.
Serdar Atasoy’un bu göreve başlaması Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT), Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) yolladığı bir yazı ile engellenmişti. Serdar Atasoy Kasım 2020’de emekliliğini istemişti. Atasoy gözaltında itirafçı olarak serbest kaldı ama FETÖ operasyonlarında son durum merak konusuyken FETÖ’nün “TSK birimleri içindeki mahrem yapılanma”ya yönelik tartışmalar bitmedi.
Örgütsel bağlılık nasıl oluşturuluyor?
FETÖ’nün mahrem yapılanması, örgütsel bağlılık algısı oluşturmak için küçük yaştaki çocuklardan seçiliyor. Ders çalıştırmak bahanesiyle FETÖ evlerine davet edilen çocuk yaştaki öğrencilerden seçilen kişiler, örgütsel bağlılık algısı çalışmaları neticesinde mahrem yapılanmaya dahil ediliyor. Örgütsel bağlılığının en üst düzeyde olduğu tespit edilenler de TSK birimleri içerisine sızdırılıyor. Askerî okul sınavlarına sokulan öğrenciler, kendilerine verilen kopya ile okullara giriyor. İlk mahrem abileri de kendilerine ders çalıştıran FETÖ abileri oluyor. Askerî okulu bitiren FETÖ üyeleri, her yeni görev yerinde yeni bir mahrem imama zimmetleniyor. Katalog evliliği yapmaları tavsiye edilen mahrem kriptoların örgütsel bağlılıkları ev içerisinden de kontrol altına alınıyor.
FETÖ’nün mahrem yapılanması içerisinde örgüt üyesinin FETÖ elebaşına “arz edilmesi” bağlılığın tescil edildiği bir seremoniye dönüşüyor. 1999 yılına kadar Altunizade’deki FEM Dershanesi’nin üst katında FETÖ elebaşının özel ofisinde gerçekleşen bu törenlerde Fetullah Gülen örgüt üyelerine “rütbelerini” takıyor. FETÖ elebaşının elini öpen örgüt üyeleri terör örgütüne bağlılıklarını açıklıyor ve örgütsel bağlılık algısı oranları bu şekilde giderek artıyor.
FETÖ’nün mahrem yapılanması içerisinde en kritik yerlerden biri, FETÖ operasyonlarında son durum konularından en merak edileni Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) olarak dikkat çekiyor. Hem FETÖ üyeleri askeri okullara girerken onlara sağlam raporu verilmesini hem de örgüt üyesi olmayan vatansever subaylara çürük raporu veren GATA’daki FETÖ üyeleri, Fetullah Gülen’in en çok önem gösterdiği TSK’daki sızmayı hızlandırıyor.
GATA’daki FETÖ’cü sızmaların en bilineni, 1986 yılında FETÖ elebaşı ile yakalanan ancak serbest bırakılan ve TSK’daki görevine devam eden ve örgütsel bağlılık algısı yüksek isimlerden Mustafa Sarsılmaz. Sarsılmaz, 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın vefat ettiği gün GATA’da nöbetçi subay olmuştu. FETÖ operasyonlarında son durum araştırıldığında, Merhum Özal’ın bedenine kimyasal enjekte ederek ileride olası bir soruşturmayı engelleyen Sarsılmaz, şu an firari olduğu ABD’de örgütsel faaliyetlerine devam ediyor. Mustafa Sarsılmaz 1978’de GATA’ya sızdırılmıştı.
FETÖ’nün TSK ile ilişkisinde bilinen en eski isimde elebaşı Gülen henüz 15 yaşında iken onunla tanışan Özel Harp Dairesi çalışan Esad Keşşafoğlu.
FETÖ’cüler neden zor açığa çıkıyor?
FETÖ’nün TSK birimleri içerisindeki mahrem yapılanmaya 15 Temmuz darbe girişiminden sonra büyük darbe vuruldu. On binlerce FETÖ’cü ihraç edildi. FETÖ operasyonlarında son durum incelendiğinde; operasyonlar hız kesmeden devam ediyor ancak kriptoların tamamı henüz deşifre edilmedi. Bunun nedeni ise PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ı Kenya’dan getiren ekipte yer alan Emekli Albay Hasan Atilla Uğur şöyle açıklıyor: “”FETÖ’cüler için yapılan istihbarat çalışmalarında çok zorluklar çekildi. TSK birimleri içerisinde çalışanların evlerine gidiyoruz, kapıda Mustafa Kemal Atatürk posterleri. Bakıyorsun rakı içiyorlar. Öyle bir takiye içindeydiler ki fark edilmeleri çok zordu.”
FETÖ’nün şehit ettiği kadın kahramanlarımızı daha önce duydunuz mu? BURADAN ULAŞABİLİRSİNİZ.