Anasayfa » ‘Bir mahkum FETÖ’cüleri anlatıyor’
Genel Özel Haber

‘Bir mahkum FETÖ’cüleri anlatıyor’

15 Temmuz’dan sonra dünyanın dört bir yanına firar eden FETÖ’cüler, kalkışma gecesi uğradıkları hezimetin savrukluğuyla, bugün hala her mecradan Türkiye aleyhine konuşmaktan geri durmuyor.

Seçilmiş Cumhurbaşkanı’na suikast düzenleyecek kadar ileri giden örgüt mensupları farklı mecralarda “demokrasi” dersi veriyor, S-400 gibi Türkiye lehine olan gelişmeleri eleştirirken, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in “sığındığı” ABD lehine ise propaganda yapıyor.

Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür de yurt dışına firar edemeyip cezaevine giren FETÖ’cülerin dışarıyla olan bağlantıları ve bundan doğabilecek muhtemel tehlikeleri dile getirdiği bir yazı kaleme aldı:

Türkiye içeride seçim üzerinden kritik bir siyasi mücadele yaşarken, dışarıda da küresel güçlerin çok yönlü baskısıyla karşı karşıya…

Kimi demokrasi eksikliğini bahane ediyor, kimi S-400’ü, kimi Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin atağını bahane edip saldırıyor. Bütün bunlar işin sadece görünen kısmı, bir de ABD’nin içeride ve dışarıda kullandığı tetikçiler var.
Onların başında da FETÖ’cüler geliyor.

FETÖ’cüler dünyanın birçok önemli merkezinde inanılmaz bir Türkiye düşmanlığı kampanyası yürütüyor.
Peki, onların bu pervasızlığı içeriye nasıl yansıyor?

FETÖ’cüleri, yeraltına çekildikleri ve operasyonlar sürdüğü için hayatın içinde görmek zor. Ya renk değiştiriyorlar ya da görünmez Ama cezaevlerinde durum biraz farklı… Cezaevlerinde binlerce FETÖ’cü var ve dışarıyla bağlarının sürüyor olması da içimizdeki tehlikenin henüz geçmediğini gösteriyor.

Bunu birkaç gün önce Ramazan bayramı nedeniyle açık cezaevinden tatile gelen bir mahkum anlattı. Ona göre, cezaevlerindeki FETÖ’cüler birkaç yıl önceyle kıyaslanmayacak kadar rahat ve etkililer.
Önce şu tespitini aktarıyor:

“Mahkum veya tutukluların içeride harcayacağı paranın bir sınırı var. Kimi az harcar kimi çok ama ortalaması belli. O ortalamada son dönemde ciddi bir artış var. Bunun nedeni de FETÖ’den tutuklu, hükümlü ve ailelerinegelen paranın artması. Çok ciddi bir rakamdan- yaklaşık 25 milyon TL – bahsediliyor.”

Sanki beyinlerine cip takılmış

İkinci önemli tespiti FETÖ’cülerin şartlanmışlıklarıyla ilgili. Şöyle diyor:

“FETÖ’cüler hiçbir siyasi gruba benzemiyor. Cezaevinde PKK’dan DEAŞ’a kadar çok farklı düşüncelerde siyasi mahkum var. Onlarla konuştuğunuzda her konuda olmasa da bazı konularda uzlaşabiliyorsunuz. Ama FETÖ’cülerle mümkün değil. Karşınızda sanki beyinlerine cip yerleştirilmişinsanlar var. Ne söyleseniz fark etmiyor.”

Açık cezaevi mahkumuna göre, FETÖ itirafçısı bile “Gerçek itirafçı mı?” belli değil. Büyük çoğunluğu, suçüstü yakalanmasına, dış bağlantıları ortaya çıkmasına, ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmalarına rağmen hala FETÖ elebaşının gelip onları kurtaracağına inanıyor.

Diğer mahkumlarla FETÖ’cüler arasındaki en önemli tartışma konusu da 15 Temmuz darbesi ve örgütün ABD’yle ilişkileri.

İç içe geçmiş bu iki konuda FETÖ’ciler çok şey söylemese de bazı ipuçları veriyor. Onlara göre, 15 Temmuz darbesi erkene alınmış bir darbe. Nedeni de ABD’nin dayatması. Bir mahkumun şu sözleri her şeyi anlatıyor: “Bize kalsa üç yıl sabreder devleti tamamen ele geçirirdik”

Bunu söylemeleri ABD için çalıştıklarının itirafı ama ona da bir kılıf bulunmuş; “Biz de ABD’yi kullanıyoruz”
Klasik emperyalizm-kirli örgüt ilişkisi…

Cezaevinden dışarıya bakanlara göre, FETÖ, hala devlet için ciddi bir tehlike. Devlet, “mahrem” örgütlenmelere karşı mücadelesini sürerken, ona paralel olarak cezaevleriyle, ABD ve AB’deki FETÖ’cüler arasındaki ilişkiyi de dikkatle izlenmeli. İzlenmeli ki, cezaevlerindeki FETÖ’cülere umut pompalayan sistem çökertilsin. Bunu yolu da cezaevlerine giren paranın izini sürmekten geçer.”

Kaynak: Sabah

Kategoriler