FETÖ’nün 17-25 Aralık darbe girişimine destek veren, hatta bu nedenle FETÖ soruşturması geçiren Sözcü, ABD’de 2016’da başlatılan Halkbank kumpasında da Türkiye’nin karşısındaydı. Sözcü, FETÖ belgeleriyle hazırlanan kumpasta Türkiye’yi suçlayan haberlere imza attı.
Mayıs 2013’teki Gezi provokasyonundan bu yana Türkiye’nin maruz bırakıldığı siyasi, ekonomik ve askerî saldırıları destekleyen ABD, 15 Temmuz darbe girişiminde öncesinde Halkbank hakkında hukuki görünümlü bir soruşturma başlattı. FETÖ’nün 17-25 Aralık darbe girişimindeki iddianamesinin harflerini bile değiştirmeden birebir kopyalayan New York Bölge Savcısı Preet Bharara, FETÖ-FBI-Zarrab iş birliği ile Mart 2016’da Türkiye’ye karşı kumpas planını devreye soktu. 15 Temmuz’a kadar kumpas niteliğindeki bu soruşturmayı ileri bir noktaya taşımayan ABD, 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olmayınca bu kumpası hızlandırdı.
Bharara’yı temize çıkardılar
Kumpasın medya ayağını üstlenenlerden biri de Sözcü gazetesi oldu. Sözcü, kumpasın savcısı Bharara’nın kampanya organı gibi çalıştı. 22 Mart tarihli haberinde Bharara’nın FETÖ bağlantısını inkâr etmek ve kumpas savcısını aklamak için “Yandaş medya fena çuvalladı” yalanını servis etti.
İtirafçılığını önceden biliyorlardı
Sözcü, Zarrab’ın ABD ile anlaştığını önceden bilircesine 23 Mart 2016 tarihli manşetinde “Zarrab korkusu” başlığını kullandı, Zarrab’ın itirafçı olması hâlinde birçok bakan ve milletvekilinin başının yanacağını yazdı. Bharara’nın millî medyayı hedef alan sosyal medya mesajlarını haberleştirirken de ABD’den yana pozisyon aldı.
Bharara’nın gazetesi
Bharara, Sözcü’nün matbu ve dijital platformlarının sürekli ismi oldu. 10 Nisan 2016 tarihinde kumpas savcısının Türkiye’yi hedef alan sözlerini birinci sayfadan veren Sözcü, 14 Nisan 2016 tarihli baskısında Bharara’yı sürmanşetten verdi. Bharara’nın “Türkiye’de halk temiz bir yönetim istiyor. Öğrendiğim ilk Türkçe sözcük adalet oldu.” gibi sözlerini büyük puntolarla veren Sözcü, ABD’nin Türkiye’ye yönelik kumpasını meşrulaştırmaya çalıştı.
Erdoğan’ın ailesine saldırdılar
Sözcü 26 Mayıs 2016’da ise doğrudan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ı hedef aldı. Gün gün rezil iddianameyi yayımlayan Sözcü, kumpasın mağduru Erdoğan’ı suçluymuş gibi göstermenin telaşına düştü. 27 Mayıs’ta yine Bharara’nın noktası virgülüne dokunmadan aldığı 17-25 Aralık darbe girişimi iddianamesini manşetine taşıyan Sözcü, “Türkiye siyasetçilerini satın almış” başlığıyla kumpası destekledi.
Manipülasyonda sınır tanımadılar
Sözcü 2 Haziran 2016’daki “17 Aralık rüşvet görüntüleri ABD mahkemesinde!” başlıklı haberinde Türkiye’ye kumpas kurulduğunu fiilen kabul ederken, yine de kumpasın tarafı oldu. 13 Temmuz’da FETÖ’nün hedef aldığı Zafer Çağlayan’ı itibarsızlaştırmaya çalışan Sözcü, Adalet Bakanlığının dosyayı inceleme talebini ise kumpas savcısı Bharara’nın ağzından “Türk hükümeti Zarrab davasına müdahale etmek istiyor” şeklinde verdi.
Anlaşmalı gitti yalanı
Sözcü yazarı Can Ataklı da 30 Mart 2017 tarihli köşe yazısında ABD kumpasına karşı kahramanca bir duruş sergileyen Mehmet Hakan Atilla’yı itibarsızlaştırmaya çalıştı. Ataklı, “Bu kişi Amerika’ya bilerek gitmiş ve hatta anlaşma ile tutuklanmış olabilir.” diyecek kadar ileri gitti. Diğer yandan CHP de kumpasa destek verirken, bu desteği Sözcü üzerinden yürüttü.
CHP kumpasın ortağı
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpasıyla tutuklamaya çalıştığı 4 bakana “Amerika’ya gidin” çağrısı yaptı. Sözcü, Halkbank kumpasında Türkiye lehine tek bir haber yapmadı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kumpası desteklemek için ortaya attığı FETÖ düzmecesi sözde “Man Adası” belgelerinin propaganda aracı da yine Sözcü oldu.