17-25 Aralık darbe girişiminin ardından verdiği mülakatta “Baykal’a komplo kuran ekip beni de izliyor” diyerek FETÖ tehdidi altında olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bile FETÖ’nün tahakkümünden çıkamadı.
Mayıs 2010’da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a kurulan kaset komplosunun ardından CHP’de liderlik koltuğuna Kemal Kılıçdaroğlu oturdu. Ancak selefi Baykal’a kaset kuranlarla mücadele etmek yerine onlarla birlikte hareket etmeyi tercih etti. Oysa FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, “CHP ve MHP’nin içi bundan sonra iyice karışacak. CHP ve MHP’nin başındakiler ve etrafı olduğu gibi yabancı. Bu toprakların çocukları değil” diyerek günler öncesinden kaset operasyonunu işaret etmişti.
FETÖ demekten geri durdu
17-25 Aralık’tan önce gittiği ABD’de de FETÖ ile görüşen Kılıçdaroğlu, seçilmiş meşru hükumeti hedef alan darbe girişiminden sonra örgütün en büyük savunucusu haline geldi. 29 Mart 2014’te Habertürk’e verdiği mülakatta FETÖ propagandası yaptığını şu sözlerle itiraf etti: “Baykal’a komplo kuran ekip beni de izliyor.” Ancak bu açıklamasında dahi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suçladı.
FETÖ’yü kılavuz olarak gördü
CHP lideri 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişimine yönelik montaj kayıtları Meclis’te dinletti. Ayrıca örgütün MİT tırları ihanetinin ardından hükumete DEAŞ’a destek iftirası attı. Dahası FETÖ kanalına çıkarak Erdoğan’ın yurt dışına kaçacağını iddia etti. Erdoğan, FETÖ ile canı pahasına mücadele ederken, kayyum atanan FETÖ kurumlarını ziyarete gitti, onlara sahip çıktı. Bununla da yetinmeyerek 30 Mart, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde FETÖ ile iş tuttu.
FETÖ ile mücadeleye zarar veriyor
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı’nda tankların önünden çekilmesinin ardından Bakırköy’e kaçan Kılıçdaroğlu, 251 kişinin katledildiği hain eylem için “kontrollü darbe” diyerek örgüte kalkan oldu. FETÖ lehine politikalar sergilemeye devam eden Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin terörle mücadelesini sabote etmekten vazgeçmedi.