12 Ocak 1986’da Fethullah Gülen Burdur’daydı. GATA’da Tabip Üsteğmen olarak çalışan Mustafa Sarsılmaz, 58. Topçu Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nda 2 ay bedelli askerlik yapan Said-i Nursi’nin talebelerinden Mustafa Sungur’un oğlu Muhammed Nuri Sungur’u askeri birliğinden alarak çarşı iznine çıkarmıştı. Burdur sokaklarında Fethullah Gülen de onlara katıldı. Birlikte Antalya’ya gittiler.
O tarihte toptan lastik ayakkabı ticareti ile uğraşan Nevzat Ayvacı’nın Antalya 30 Ağustos Caddesi’ndeki evinde toplandılar. 14 kişiydiler. Toplantı bitiminde Fethullah Gülen ve beraberindekiler üç otomobile bindi. Beşi Isparta üzerinden İzmir’e, diğerleri ise Muhammed Nuri Sungur’u Burdur’daki birliğine bıraktıktan sonra İzmir’e ardından İstanbul’a geçecekti.
Firari Fethullah Gülen’le ilgili ihbar üzerine Burdur ve Isparta polisi alarma geçti. 18.00 sıralarında plakaları belirlenmiş otomobiller Isparta ve Burdur girişinde durduruldu. Fethullah Gülen’in üzerinde kardeşi Seyfullah Gülen’e ait kimlik kartı çıktı. Ama polis onun kim olduğunu biliyordu.
Hakan Serbest yönetimindeki 34 AEC 64 plakalı Murat 131 marka otomobilde Fethullah Gülen, Naci Tosun, Nuri Muhammed Sungur, Tabip Üsteğmen Mustafa Sarsılmaz vardı. Arkalarındaki 07 HY 811 plakalı Nevzat Ayvacı yönetimindeki Murat 131’de ise Behçet Akyar, Harun Tokak, Ahmet Kara bulunuyordu. Isparta girişinde durdurulan 34 AE 306 plakalı Mercedes’de Gürbüz Dönmez, Mustafa Başarı, Murat Kırımkan ve Barbaros Kocakurt vardı. Hepsi gözaltına alındı.
12 Ocak 1986’da Fethullah Gülen ve beraberindekiler İsparta Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulandı. Fethullah Gülen’İn gözaltına alınması kısa sürede duyuldu. Cemaatin etkili isimleri devreye girdi. Haber dönemin Başbakanı Turgut Özal’a ve İçişleri Bakanlığı yetkililerine kadar ulaştı. Isparta Emniyet Müdürlüğü’nün telefonları sabaha kadar susmadı.
Nevzat Ayvacı ve Hakan Serbest, Fethullah Gülen’i tanıdığını söyledi. Geri kalan 11 kişi Fethullah Gülen’i tanımıyordu. Yıllar sonra, Gülen hareketinin en önemli şirketlerinden Kaynak Holding’İn Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Naci Tosun, Fethullah Gülen’in bulunduğu otomobile otostop yaparak bindiğini söyledi.
Yurt dışına kaçan FETÖ yazarlarından Faruk Mercan, Fethullah Gülen’in hayatını anlattığı kitabında Gülen ile birlikte yakalananlar arasında sadece Naci Tosun’un ismine yer verdi. Fethullah Gülen’in dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın bizzat devreye girmesiyle serbest bırakıldığının altını çizdi.
Mustafa Sarsılmaz: “Bize kendisini Abdullah hoca diye tanıtan ve ismini sonradan Fethullah Gülen olarak öğrendiğim kişiyi daha önceden tanımıyorum. Kendisi bana tanışmamız sebebiyle bir adet Sızıntı dergisi hediye etti.”
Mustafa Sarsılmaz, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefat ettiği 17 Nisan 1993’te GATA’da nöbetçi subaydı. Özal’ın vücut bütünlüğünü bozmadan kokmayı önleme için vücut boşluğuna kimyasal madde enjekte eden ekipte yer almış, cesedi de yıkamıştı. Binbaşı rütbesi ile TSK’dan emekli olduktan sonra Fethullah Gülen cemaatine ait Şifa Üniversitesi’nde Dekan olarak çalıştı.
Naci Tosun: “Bu şahsı hiç tanımam, ancak ismini duydum. Biraraya gelmediğimize göre tesadüf falan da söz konusu olamaz. Eşim hamileydi. Eskişehir’e acele dönmem gerekti. Antalya çıkışından yolun kenarında arıza yapmış bir taksi duruyordu. Durumu anlattım. Uygun gördüler ve beni de aldılar.”
Serbest müşavir mühendis olduğu o gün bu ifadeyi veren Naci Tosun yıllar sonra Fethullah Gülen cemaatinin önemli para kaynaklarından Kaynak Holding’in yönetim kurulu başkanlığını yaptı. İş adamlarından alınan himmet paralarını toplayan kişi olduğu iddia edildi. Tosun, 6 Şubat 2014’te Güney Afrika’ya kaçtı.
Hakan Serbest: “Babamın samimi arkadaşı Fethi isimli şahsı Antalya’da gezerken gördüm. ‘Ben de İzmir’e gideceğim. Beraber gidelim’ dedi. O şahsın sıkıyönetim tarafından arandığından bilgim yoktur.”
O tarihlerde Anadolu Üniversitesi 1. sınıf öğrencisi olan Hakan Serbest’in babası Ahmet Serbest Gülen hareketine katılan ilk isimlerden biri. Fethullah Gülen ve Ahmet Serbest’in dostlukları İzmir’de başlamış ve 50 yıldır sürüyor.
Muhammed Nuri Sungur’un ifadesi polis kayıtlarında bulunmuyor. Bu konuda 2 görüş var, ya ifade dosyadan çalındı ya da asker kişi olduğu için er Sungurlu İnzibata teslim edildi.
Behçet Akyar: “Fethullah Gülen isimli şahsı tanımıyorum, arandığını da bilmiyorum.”
Aker Kumaş ortaklarından Aker eşarplarının sahibi, Zaman Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın eski kayınpederi Behçet Akyar, Bank Asya’nın yönetim kurulu üyeliği yaptı. Zaman Gazetesi’nin de hisselerine sahipti. Behçet Akyar hakkında 15 Temmuz darbe girşimin ardından yakalama kararı çıkartıldı.
Harun Tokak: Fethullah Gülen’i hiç tanımam. Ben din görevlisiyim. Kanun kaçağı bir şahısla birlikte olmam veya faaliyetlerine katılmam mümkün değil.
O tarihte Antalya Kavaklımescit Camii’nin imam ı olan Harun Tokak, MEB Eğitim Uzmanlığı ve Başbakanlıkta müşavirlik yaptı. 11 yıl Gazeteciler ve Yazarla Vakfı Başkanlığı’nı yürüttü. Kimse Yok mu Derneği’nin Kudüs yöneticiliğini yaptı. Emniyet kayıtlarına göre, örgüt hiyararşisinde İsrail İmamı olarak adı geçi11 yıl Gazeteciler ve Yazarla Vakfı Başkanlığı’nı yürüttü.yor. 10 Ekim 2015’te yurt dışına kaçtı. İsrail’de olduğu düşünülüyor.
Nevzat Ayvacı: Fethullah Gülen’i İzmir ve Antalya’daki vaazlarından tanıyorum. 12 Ocak 1986 günü öğle saatlerinde beni ziyaret için öğle saatlerinde evime geldiler.
O tarihlerde toptan lastik ayakkabı ticareti yapan Nevzat Ayvacı Antalya’nın ünlü işadamları arasına girdi. Özellikle inşaat alanında ilerledi. Fethullah Gülen’in operasyonel ekibi içerisinde yer aldığı iddia edilen Nevzat Ayvacı, Antalya imamı ve finans koordinatörü olarak adlandırılıyor. Ayvacı, 19 Kasım 2015’te yurtdışına kaçtı.
Ahmet Kara: Fethullah Gülen adlı şahsı hiç tanımıyorum. Tanımadığım bir kişi hakkında ne söyleyebilirim ki.
O tarihlerde Fatih Erkek Lisesi’nde din dersi öğretmeni olan Ahmet Kara, Fetullah Gülen’in Manisa, Turgutlu, Tavşanlı, Erzurum ve İstanbul İmamlığını yaptı. Sonrasında Kenya imamlığı yaptığı öne sürüldü. Ahmet Kara’nın iş adamları ile irtibatı koordine ettiği mali konularda iş adamlarından sağlanan kaynakların birebir yaptığı görüşmelerle kendisi tarafından sağlandığı iddia ediliyor. 8 Ağustos 2014’te yurt dışına kaçtı.
Gürbüz Dönmez: Bana sormuş olduğunuz Fethullah Gülen isimli şahsı tanımıyorum. Kanunsuz hiç bir şeyi sevmem.
O tarihlerde mobilya tüccarı olan ilkokul mezunu Gürbüz Dönmez Gülen hareketinin İzmir’deki gelişiminde aktif rol oynayan isimlerden biri. İzmir’de Gülen’e bağlı eğitim kurumlarının açılmasında katkıda bulundu. Özbekistan Cumhuriyetini Sevenler Derneği Başkanlığı’nı yaptı.
Mustafa Başarı: Fethullah Gülen ismindeki şahsı tanımıyorum. Tanımadığım bir şahsın Sıkıyönetimce aranıp aranmadığını bilmem mümkün değil.
O tarihlerde İzmir Özel Akyazılı Din ve Ahlak Dersi öğretmeni. İzmir 9 Eylül Üniverstesi Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisi olan Mustafa Başarı Zaman Gazetesi Genel Müdürlüğü yaptı. Özellikle eğitim faaliyetlerinde etkin rol aldı.
Murat Kırımkan: Ben bir iş adamıyım. Isparta’da vermiş olduğum işler vardır. Gürbüz Dönmez adlı arkadaşım araba almıştı, hem arabayı kutlayalım hem de Antalya’daki işlerimi halledeyim diye Antalya’ya geldim. İzmir’den 5 arkadaş geldik. 1 gün kaldık. Fethullah Gülen isimli şahsı tanımıyorum. Tanımadığım bir şahısla Antalya’da nasıl beraber olabilirim. Tanımadığım biri hakkında nasıl bilgi sahibi olabilirim.
Murat Kırımkan, o tarihte İzmir’de koltuk imalatçısıydı.
Bülent Olcay: Ben İzmir’den okul arkadaşım Mustafa Başarı ile birlikteydim. Ben Fethullah Gülen’i hiç tanımam ve hiç bir yerde görmedim.
O tarihte stajer hakim olan Bülent Olcay 2011 Mart’ın da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Danıştay üyeliğine atandı. İdari Dava Daireleri Kurulu üyesiyken 2011’de 17. Daire üyeliğine getirildi. TBMM’de 29 Haziran’da geçen Danıştay ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunlardan sonra Bülent Olcay’ın tepkisi büyük oldu. Danıştay üyeliğine seçilmeyeceğine kesin gözle bakılan Bülent Olcay, odasının bulunduğu ve isminin yer aldığı tabelanın altına, ‘Giderken odamı boşaltmayacağım.Hırsızlara her şey caiz’ yazılı kağıt astı. Prof. Dr. Bülent Olcay, Danıştay binasında pencereye asılan cübbenin de kendisine ait olduğunu açıkladı.
Barbaros Kocakurt: Sormuş olduğunuz şahsı hiç tanımam. Tanımadığım bir şahıs içinde ne gibi bir faaliyette bulunduğunu bilmem mümkün değildir. Benim kanunlara saygım sonsuzdur.
O tarihte İzmir Özel Akyazı Lisesi’nde öğretmen olan Barbaros Kocakurt: İzmir’deki Gülen yapılanmasının en meşhur eğitim kurumu Yamanlar Koleji’nin müdürlüğünü yaptı. Gülen hareketinin en önemli isimlerinden biri olarak anılıyor. Çekirdek kadroda ve hemen hemen tüm koordinasyonların başında. 7 Ağustos 2014’te yurt dışına kaçtı.
Fethullah Gülen’in ifadesi: Herhangi bir cemaatin lideri değilim
Soru: 12 Eylül 1980 harekatından beri Ege Ordu ve Sıkıyönetim komutanlığı tarafından arandığınızı bildiğiniz halde neden teslim olmadınız?
Cevap: Uzak ve yakından yaptığım dolaylı girişimlerden sonra aranmadığım kanaatine vardım. Bir müddet daha beklediğim takdirde arama kararımın kaldırılacağı düşüncesiyle güvenlik kuvvetlerine teslim olmadım.
Soru: Türkiye genelinde Fethullah Gülen’in grubu Nurcu kesimin lideri olarak bilinmektesiniz. Amacınızı ve ülkeyi kendi stratejiniz gereği örgütlenmede kaç bölgeye ayırdığınızı anlatınız.
Cevap: Bana isnat edilen Nurcu grubun lideri değilim. Böyle bir faaliyette de bulunmadığım kanaatindeydim. Ülkenin belirli bölgelere ayrılması konusunda da herhangi bir bilgim bulunmamaktadır.
Soru: 5 yıldan uzun bir süredir saklanmaktasınız. Bu sürede nerede saklandınız, kimlerden himaye gördünüz?
Cevap: Ben arandığım süre zarfında herhangi kişi veya gruptan destek görmedim. Benim 6 erkek 2 kız olmak üzere 8 kardeşim bulunmaktadır. Bunlardan 4 tanesi Erzurum’da ikamet etmekte, kardeşim Salih Gülen, Gülen matbaasını çalıştırmaktadır. Diğer 3 kardeşim de aynı matbaaya ortaktırlar. İzmir’de de Silim matbaası sahibi olan Mesih Gülen’de mezkur ilde ikamet etmekte olup zaman zaman yanlarında kalıp, kardeşlerimden maddi yardım görmekteyim.
Soru: Burdur’a ne maksatla geldiniz ? Antalya’ya gidiş nedeniniz ve Nevzat Ayvacı’yı nereden tanıdığınızı açıklayınız
Cevap: Suudi Arabistan’da görev yapmakta olan ve halen 58. Er Eğitim Tugay Komutanlığı’nda kısa dönem bedelli askerliğini yapmakta olan ve daha önce yetiştirdiğim talebelerimden olan Nuri Muhammed Sungur’u ziyaret etmek amacıyla 12 Ocak 1986’da Burdur’a geldim. Nevzat Ayvacı’yı daha önce vaaz için gittiğim Antalya’dan tanımaktayım, yakın ilişki içindeyim.
Soru: Kendi cemaatinize hitap etmek ve onları etkilemek, halkın ilgisini daha fazla çekebilmek amacıyla vaaz bantları, çeşitli eserler ve video bantları doldurmakta olduğunuz bilinmektedir. Bu şekilde çalışmaktaki amacınız ve hedefiniz nedir? Ülkede uzun vadede ayrı bir yönetim gerçekleştirebilmeyi mi amaçlıyorsunuz?
Cevap: Halka hitap etmeye Diyanet teşkilatında görev yaptığım dönemde başladım. Yapmış olduğum vaazlarımda ve konuşmalarımda şahsi menfaat ve çıkar gözetmedim. Ancak beni sevenlerin çok olduğunu ve Türkiye genelinde geniş bir kitlenin bana karşı hayranlık duymuş olması mümkündür. Söz konusu kasetler ve videolar ben konuşmamı yaparken hayranlık duyan ve sesimi başka topluluklara da iletmek isteyen taraftarlarımca benim herhangi bir isteğim olmaksızın alınmaktadır. Bunlar bilahare çoğaltılarak benim bilgim dışında piyasada çoğaltılmakta ve halka satılmaktadır. Bu satışlardan benim herhangi bir gelirim yoktur.
Soru: Yurtdışı ve özellikle Hollanda ve F.Almanya ile iltisakınız olduğu bilinmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgi veriniz.
Cevap: 12 Eylül önceki dönemde Almanya ve Avusturalya gibi dış ülkelerden davetler aldım. Bilahare Diyanet Teşkilatı tarafından F.Almanya’ya görevli olarak gönderildim. Burada fazla kalamadım. 1 ay kadar kaldıktan sonra ülkeye geri döndüm. 12 Eylül sonrası dönemde ise dış ülkelerde belli bir adresim bulunmaması nedeniyle herhangi bir teklif almadım. Ancak özellikle F.Almanya ve Hollanda gibi ülkelerde bizim cemaat mensubu arkadaşlarımızda bulunmakta olup, bunların Türkiye’ye gelişlerinde görüşmelerimiz olmuştur. İsim verecek olursam halen Hollanda’da çalışan Necdet Başaran’la ve aslen Ankara Şereflikoçhisar’lı olan Mithat isimli kişileri söyleyebilirim.
Soru: Lideri bulunduğunuz cemaatin Türkiye genelinde çok sayıda öğrenci yurdu, vakıf, özel kolej bulunduğu bilinmektedir. Özellikle eğitim kuruluşlarınıza yönelik bu şekildeki çalışma tarzınızın amacı nedir ?
Cevap: Başlangıçta da söylediğim gibi herhangi bir cemaatin lideri değilim. Ancak Türkiye’de eğitime yardımcı olmak gayesiyle muhtelif illerde öğrenci yurtları, özel kolejler ve dershaneler olduğunu biliyorum. Sayıları hususunda kesin bir şey diyemeyeceğim. Bu hususta başka bir diyeceğim yoktur.
Arabada neler bulunmuştu:
34 adet Sızıntı dergisi
M.Ali Şahin’in yazdığı ölçü veya yoldaki ışıklar 2 adet
Maurice Bucaille’nin yazdığı Kitabı-ı Mukaddes, Kuran ve Bilim isimli kitap
Çağ ve Nesil adında bir kitap
Pırlanta kitap serisine ait bir adet Tereddütleriiz isimli kitap
Vehbi Vakkasoğlu’na ait yazarı İslam Dünya Gümdeninde isimli kitap
Eski ve Yeni Türkçe yazılı Mukaddime isimli kitap
1986 yılına ait Sızıntı Duvar takvimi
Seyfullah Gülen’e ait nüfus cüzdanı
2 adet beyaz renkli madeni küçük cep çakı bıçağı
40 adet teyp kasedi
1990-8 şubat: AP’li (Adalet Partisi) Belediye Başkanı İbrahim Akçora Fethullah Gülen kampını finanse etti.
21 Ocak 1991: Fethullah Gülen “sokağa çıkmayın”, “sokakta falana hayır diyerek dolaşmayın” dedi. Avukatı Fethi Gün Körfez Savaşı ile alakalı olmadığını belirtti.
4 Ekim 1993 : Cumhuriyet, Fethullahçı bir grup olmadığınına dair tekzipler yayımladı.
15 ekim 1993 : Faysal Finans – Bank Asya olayı ve Samanyolu’nun Rus uydusu olması.
17 şubat 1994
Gülen, Melih Gökçek’e destek vermedi. Necmettin Erbakan’ın danışmanı ile ortak hareket edip farklı partileri destekledi.
Fethullah Gülen, Hikmet Çetinkaya’ya tazminat davası açtı.
Mahkeme Cumhuriyet Yazıişleri Müdürlüğünü Hikmet Çetinkaya’nın Gülen ile alakalı yazılarından dolayı uyardı.
Tansu Çiller Fethullah Gülen ile görüşerek Terörle Mücadele Yasasına destek istedi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Köse, ‘Fethullah Gülen bir semboldür’ diyerek övgüler yağdırdı.
Hikmet Çetinkaya’nın iddiasına göre Fethullah Gülen’in avukatı Fethi Ün, Fethullah Gülen’in okulları olmadığını söyledi.
Samanyolu Televizyonunda açıkoturum yapıldı. Konu kurban derisiydi. Fethullah Gülen’in avukatı Fethi Ün oturumu yönetti. Konuşmacılar: eski Diyanet İşleri Başkanı Sait Yazıcıoğlu, ANAP Konya Milletvekili Mehmet Keçeciler ve DYP Aydın Milletvekili Nabi Sabuncu’ydu.
O dönem Zaman gazetesinin imtiyaz sahibi ve Gaye Matbaacılık’ın sahibi Alaeddin Kaya yasak bölgede benzin istasyonu kurdu. Şirketindeki bazı emekli generalleri kullanarak yasadışı işi yaptığı öne sürüldü.
FETÖ’nün emniyete sızmalarının basına yansımaya başladığı dönemler.
Türk Hava Kurumu ve FETÖ arasındaki kurban derisi konusu.
8 Haziran 1999: Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nce hazırlanan raporda, Fetullahçıların devlet kademelerine sızdıkları belirtildi.
11 Eylül 1999: Genelkurmay, MİT ve Emniyet raporlarında FETÖ’nün devleti ele geçirmek istediği vurgulandı.
22 Haziran 1999: Rauf Tamer, Fethullah Gülen hakkında “Laikliğin Kalesi” dedi. Ecevit’in Gülen’i desteklediğini yazdı.
23 Mart 1999: Fetullah Gülen ABD’ye kaçtı.
Ağustos 1998 Cumhuriyet Haberi : 16-19 Temmuz tarihleri arasında Abant’ta Fethullah Gülen şemsiyesi altında toplantı yapıldı. (Abant Konsili)
Gülen’in dergisi Sızıntı’nın ABD versiyonu The Fountain önemli bir isimle anlaşıyor: Abdulaziz Sachedina
1999-2001 arasında birlikte çalışıyorlar.
10 Ekim 2001’de Attila İlhan’ın söyleşisinde önemli iddialar mevcut:
26 Haziran 1999 Cumhuriyet Haberi: ECEVİT’İN HOCAEFENDİSİ. Ecevit Gülen’e iki adet mektup gönderiyor.
2 Haziran 1999 Mustafa Balbay, Gülen’in okullarını 1 günde MEB’e bağlayabilir açıklamasını yazdı.
1 Nisan 2001: Gülen Ilımlı İslam Konferansları
Cüneyt Arcayürek Ecevit, Recai Kutan ve Mesut Yılmaz’ın Gülen’e destek verdiğini iddia ediyor.
27 Mart 1999: Fethullah Gülen “Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar.” diyor.
22 Haziran 1999: FETÖ’nün The Fountain dergisinin editörü, Mehdi Uzmanı Abdülaziz Sachedine’nin CİA ile bağlantısı ve misyonerlik çalışmaları.
3 Nisan 2001: Nuh Mete Yüksel ve Necip Hablemitoğlu’nun çalışmaları ile Gülen hakkında mahkemeye ek kanıt sunuldu.
GÜLEN ile PATRİK uzlaşmaları.
Hikmet Çetinkaya’nın FETÖ ile ilgili yazdığı kitaplar yüzünde Gülen şikayetçi oldu.
Zaman’ın tiraj oynamaları
Fethullah Gülen ve parti ilişkileri:
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı kokteyl verdi. TBMM Başkanı Mustafa Kalemli de oradaydı.
1995, DENİZ BAYKAL: PARALEL YAPI VAR ( F.Gülen’i kastediyor.)
İddiaya göre Tansu Çiller, Fethullah Gülen’i RP’ye karşı koz olarak kullanıyor.
DGM’den FETÖ’ye inceleme.
Fethullah Gülen, Orta Asya Türk Cumhuriyetindeki okulların açılmasında eski CHP genel başkanı ve dönemin Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’den yardım aldığını söyledi.
10 Nisan 1996: ÖSS sırasında soru kitapçığının fotokopisini çekip faksla geçerken yakalanan Veli Doğruyol ve ÖSYM Başkanına FETÖ tehditleri..
Rapora göre Fethullahçılar Ordu içinde de örgütlenmeyi sürdürmüş. ( 10 Mart 1992)
Süleyman Demirel’in Türk Cumhuriyetlerine yaptığı her gezide Fethullah Gülen’in okullarını gezdiği ortaya çıktı.
17 EKİM 2001: ADANA DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ, RTÜK’ten Samanyolu TV hakkında gerekli işlemi yapmasını istedi. Terör Örgütü olarak nitelediği Fethullahçıların propafanda faaliyetlerinde Samanyolu TV’yi kullandığını belirtti.
Hem devlet tarafından aranılan ve tutuklanması istenilen hem de devlet tarafından resmi koruma verilen Fethullah Gülen’in nasıl ilişkileri olduğunu şu küpürden anlamak mümkün:
Seks kasedi kumpası kurdukları Nuh Mete Yüksel, o dönem FETÖ’nün kirli çamaşırlarını dökmek için nasıl çaba sarfettiğini görüyoruz.
24 Ekim 2002: Deniz Som, Nuh Mete Yüksel’in FETÖ’nün üzerine gitmesinden dolayı kaset iddiasının ortaya çıktığını ileri sürdü:
KAYNAKLAR:
HÜRRİYET – 1986’da Fethullah Gülen ile birlikte kimler yakalandı.