Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ/PDY terör örgütünün akademik yapılanmasına ilişkin hazırladığı iddianamede, terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen’in, Fatih Üniversitesi eski Rektörü Şerif Ali Tekalan aracılığı ile Dicle Üniversitesi Rektörü Ayşegül Jale Saraç’a bir çanta dolusu ziynet eşyası gönderdiği yer aldı. Gülen’in doğrudan hediye göndermesinin, halen tutuklu bulunan Saraç’ın örgütteki konumunun sıradan bir üyelikten çok daha ötede olduğunu gösterdiğini belirten savcı, eski rektörün Fethullah Gülen ile direkt irtibatlı olduğunu ileri sürdü.
FETÖ/PDY terör örgütünün Dicle Üniversitesi’ndeki yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma sonunda ihraç edilen ve tutuklanan eski Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yardımcıları Aytekin Sır, Aslan Bilici ve Sabri Eyigün hakkında ‘Terör örgütü kurma ve yönetme’ suçlarından 22.5’ar yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede çarpıcı ayrıntılar yer aldı. FETÖ/PDY terör örgütünün akademik yapılanmasını ayrıntılı olarak açıklayan savcı, eski Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın üniversiteyi örgüt komutları ile yönettiğini ve terör örgütü lideri Fethullah Gülen ile direkt bağlantısının olduğunu kaydetti.
“Rektör, tüm imkanları FETÖ’nün kadrolaşması için seferber etti”
Rektör Ayşegül Jale Saraç’a yönelik suçlamaları açıklayan savcı iddianamede, İlahiyat Fakültesi Hadis Ana Bilim Dalı Başkanı Ahmet Keleş’in ifadelerine yer verdi. İfadesinde 2008 yılında Dicle Üniversitesinde FETÖ/PDY üyesi 20 civarında öğretim elemanı olduğunu belirten Keleş şunları anlatttı: “FETÖ/PDY üyesi ekip, Ayşegül Jale Saraç’ı kontrol altına aldı. Salih Hoşoğlu ve yanındakiler Pensilvanya’dan gelen temsilcilerin desteğiyle Saraç’ı ikna etti. Rektör ve üst yönetimi sahip oldukları imkanları tamamen FETÖ/PDY kadrolaşması için seferber ettiler. Rektör seçiminden 40- 45 gün sonra Şerif Ali Tekalan, Ayşegül Jale Saraç’ın yanına Pensilvanya’dan getirdiğini söylediği bir çanta dolusu ziynet eşyası ile geldi. Benim de bulunduğum ortamda bu ziynet eşyalarını Fethullah Gülen’in selamını, duasını da getirdiğini söyleyerek hediye etti. Bu görüşmeden sonra Ayşegül Jale Saraç’ın bana karşı tavırları değişti. Beni toplantılara almadı. Paralel yapılanma sonraki dönem boyunca üniversiteyi FETÖ karargahı haline getirmek için diğer üniversitelerden tecrübeli örgüt elemanlarını transfer etti. Örgüt, üniversite imkanlarını sağladığı hocalardan himmet adı altında para almıştır.”
Eski genel sekreter de söyledi
Dicle Üniversitesi eski Genel Sekreteri Haci Yılmaz da iddianameye yansıyan ifadesinde çanta dolusu ziynet eşyası olayına değinerek şöyle dedi: “Şerif Ali Tekalan, yanındaki birkaç kişi ile birlikte Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın yanına geldi. Rektörün odasında ben, Ahmet Keleş ve rektör yardımcıları Aslan Bilici, Mustafa Arıca ve Aytekin Sır vardı. Tekalan görüşmede, Jale Saraç’a Amerika’dan hocaefendinin hediye gönderdiğini ve selam söylediğini söyleyerek, ziynet eşyası kutusu içinde kolye, saat ya da küpe gibi hediyeleri takdim etti. Şerif Ali Tekalan, Rektör Ayşegül Jale Saraç ile yalnız kalmak istediğini söyleyince ben ve Ahmet Keleş odadan çıktık.”
Savcı: Rektör, doğrudan elebaşı ile bağlantılı
İddianamede örgütün devletin hemen tüm kurumlarına sızdığını belirten savcı şunları kaydetti: “Dicle Üniversitesi’nde 2008 sonrası oluşturulan yapılanma dış Üniversitelerden örgütle bağlantılı öğretim görevlilerini işe alarak kemik kadro kurmuştur. Bu kadro zincirleme şekilde örgüte yakın şahısların üniversiteye yerleşmesini sağlamıştır. Rektör Ayşegül Jale Saraç’ın doğrudan örgüt elebaşı Fethullah Gülen ile bağlantılı olduğu, Aytekin Sır’ın örgütün üniversite imamı ve para kasası olduğu görülmektedir. Terör örgütü yapılanmasının bin 500 civarında örgüt üyesini üniversitede istihdam ettiği, işe alımların yasal gözükmesi için sadece örgüt üyesinin başvurabileceği şekilde ilan hazırlandığı, örgütten ayrılmak isteyen kişilere mobbing uygulandığı tespit edilmiştir. FETÖ-PDY yapılanması faaliyetlerinin üniversitede kısıtlı kalmadığı, bu yapılanmanın ilimizde diğer kurumları da etkisi altına aldığı görülmektedir. Şüpheliye Amerika’dan, doğrudan örgüt liderinden hediyeler gelmesi, örgüt içinde konumunun sıradan bir üyelikten çok daha ötede olduğunu göstermektedir. Şüphelinin doğrudan örgüt lideri Fettullah Gülen ile irtibatlı olduğu görülmektedir. Şüphelinin üniversitenin tüm imkan ve kadrolarını silahlı terör örgütü üyelerine açarak, örgütün üniversitede kadrolaşmasını sağladığı, 8 yıllık süreçte yüzlerce örgüt üyesinin kadrolaştığı tespit edilmiştir. Şüpheli 8 yıllık Rektörlüğü döneminde sürekli FETÖ/PDY terör örgütü mensubu kişileri yerleştirmek suretiyle üniversitenin FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üssü konumuna gelmesine neden olmuştur.”
Kaynak: Vatan