Darbeci terör örgütü FETÖ, kendisinin yönettiği Human Rights Defender isimli yapılanmayı paravan şeklinde kullanarak, vali, emniyet müdürü, başsavcı, adli tıp uzmanı, polis memurlarından oluşan 248 kişiyi fişledi. Söz konusu kamu görevlileri Almanya’ya şikayet edildi.
Mahkemelerde, örgüt elemanlarına sürekli olarak işkence gördükleri yalanını söylemeleri talimatı veren FETÖ, söz konusu yalanı uluslararası platforma taşıyıp, FETÖ yargılamalarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemeleri’nde görülmesi, bunun yanında Türkiye’nin iade taleplerinin gerçekleşmemesi için işkence yalanını hukuki boyuta eriştirmeye çalıştırıyor. Örgütün bir hedefi de yargılanan, hapse giren FETÖ’cülerin itirafçı olmasını engellemek, bunun yanında örgütteki çözülmeyi de durdurmak.
Hepsi kilit isim
Başında FETÖ’nün Almanya imamlarından Muammer Burtaçgiray’ın bulunduğu Human Rights Defender, Türkiye genelinde FETÖ’ye karşı en etkin mücadeleyi veren 248 kişiyi teker teker fişledi. Fişlenenler arasında Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile birlikte HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan, Mersin Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan, eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Harun Kodalak, eski Hatay Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Tekne, eski Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Ali Kurt, eski İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Doğru, Yargıtay Üyesi Velihattin Eldemir gibi FETÖ ile mücadelenin kilit isimlerinin olması dikkat çekti.
Tehdit ettiler
FETÖ, 248 kişi hakkında Almanya Federal Savcılığı’na başvuruda bulundu. Öte yandan konuyla ilgili FETÖ’nün KHK ile kapatılan yayın organı Zaman’ın eski Genel Yayın Yönetmeni Firari FETÖ tetikçisi Ekrem Dumanlı da “Sizi işkence yapanları not edin, hesabı sorulacak” sözleriyle de FETÖ ile mücadele edenleri tehdit etti.
Listeyi büyüteceklermiş
Ayrıca FETÖ’nün Danimarka’daki örgüt üyelerinden Hasan Cücük de sosyal medya hesabından fişleme listesini yayınlayıp, “Şunu herkes bilsin; bu 248 kişi ile sınırlı olmayan bir liste olacak. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere demokrasi ve hukukun hakim olduğu ülkelerde yaşayan ve işkenceye maruz kalmış kişilerin şikayetleriyle büyüyecek .” diyerek haddini aştı.
