Sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevliydi
FETÖ’nün askeri yapılanmasına ilişkin, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılanan eski askeri hakim Nazmi Şengül, “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezası almıştı. Şengül, örgütün askeri yargı yapılanmasını oluşturan ve 15 Temmuz darbecilerinin sözde sıkıyönetim mahkemelerinde görevliydi. Askeri Hakim Yüzbaşı rütbesiyle Sahil Güvenlik Komutanlığı Hukuk Müşavirliğinde, Hukuk Müşavir Yardımcısı olarak görev yapan Şengül, 2 Eylül 2016 tarihinde TSK’dan ihraç edildi. Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğinden ceza alan Şengül, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek 14 Ekim 2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptı. Anayasa Mahkemesi, FETÖ’cü askeri hâkimin başvurusunu, tutuklama tedbirinin ölçülü olduğu gerekçesi ile reddetti. Kararda, hak ihlalinin olmadığı belirtilerek, soruşturma ve kovuşturma aşamasında serbest bırakılan kişilerin yeni delillerin ortaya çıkması halinde yeniden tutuklanmalarının önünde kanundan kaynaklanan bir engel bulunmadığı kaydedildi.
Anayasa Mahkemesi tutuklama tedbirinin ölçülü olduğuna karar verdi
Nazmi Şengül’ün, örgütün Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasında görevli olan mahrem imam H.K. ile irtibatı olduğu ve FETÖ’nün kriptolu mesajlaşma uygulaması ByLock kullanıcısı olduğu saptandı.
Kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Somut olayda Mahkemece, ulaşılan bazı yeni delillerin (başvurucunun hücresel haberleşme ağında mahrem imam ile irtibatlı olduğuna ve operasyonel hat kullandığına dair iddialara ilişkin olarak alınan bilirkişi raporu ile mahrem imamların örgüt üyesi asker şahıslarla sabit hatlardan iletişime geçtiklerine dair bazı askerlerin itiraf içeren beyanlarının dosyaya girmiş olması ve FETÖ/PDY’nin gizli haberleşme aracı olan ByLock programını kullandığı iddiasına ilişkin alınan bilirkişi raporu) kuvvetli suç şüphesini artırmış olmasına dayanılarak başvurucunun terör örgütüne üye olma suçundan yeniden tutuklanmasına karar verilmiştir.”
Anayasa Mahkemesi, bilirkişi raporu ve beyanlar başvurucuya isnat edilen suçun niteliğini değiştirmese de, başvuran kişiye isnat edilen terör örgütü üyeliği suçu bakımından yeni ve kuvvetli delil olduğunu ifade ederek:
“Dolayısıyla kaçma şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerinin olmadığı söylenemez. Öte yandan FETÖ/PDY ile bağlantılı soruşturmaların kapsamı ve niteliği ile örgütün özellikleri dikkate alındığında bu soruşturmalar diğer ceza soruşturmalarına göre çok daha zor ve karmaşıktır. Somut olayın özellikleri değerlendirildiğinde başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbiri ölçülüdür. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir.” şeklinde açıklama yaptı.