Alman gazeteci FETÖ tehlikesine karşı uyardı
Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensuplarının bir kısmı, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra yurt dışına kaçmıştı. Örgütün üst düzey isimleri ABD ve Avrupa’da çeşitli ülkelere firar ederken, özellikle Almanya, FETÖ’cülerin “güvenli limanı” haline gelmişti. Kumpas savcısı Zekeriya Öz ve MİT imamı Adil Öksüz gibi isimleri barındıran Almanya’da, FETÖ tehlikesine karşı uyanış başladı. Alman gazetesi Die Zeit, 15 Temmuz’da “Almanya’daki Gülen hareketi…Gülen’in “Altın Nesli” yeni bir imaj arıyor” başlığıyla bir makale yayınladı. Alman gazeteci Volker Siefert tarafından kaleme alınan makalede, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen ve yandaşlarının Almanya’daki yayılmacı tutum ve eylemleri eleştirildi. Siefert, örgüt mensuplarının Almanya’daki “Erdoğan” karşıtlığından faydalandığı ve bu şekilde kendisine takipçi bulmakta zorlanmadığını belirterek, FETÖ’nün Almanya’daki “demokrasi ve insan hakları” ile ilgili faaliyetlerinden şüphe duyulması gerektiğini ifade etti.
FETÖ firarileri dünyanın hiçbir yerinde güvende değil
Siefert, örgütün elebaşı Fethullah Gülen’in, Türkiye’de 1980’li yıllarda eğitim faaliyetlerini kullanarak örgüte yeni takipçiler kazandırdığını ve “altın nesil” olarak adlandırdığı gençleri “tarihten beslenen bir ütopya” ile etki altına aldığını belirtti. Alman gazeteci, “Gülen hareketi” şeklinde tanımladığı FETÖ’nün, 2010’ların başında zirve yaparak Almanya’da büyük etkinlikler düzenlediğini ve bu etkinliklere siyasetçiler, bilim adamları ve kilise temsilcilerinin onur konuğu olarak katıldığını söyledi. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ise, Türkiye’de örgüt destekçilerinin hapse atıldığını ve üst düzey yöneticilerin yurt dışına kaçtığını belirten Siefert, bu durumun “Almanya’daki Gülen yandaşlarının ‘altın çağ’ hayallerinin paramparça olmasına” sebep olduğunu ifade etti. Ayrıca, kısa bir süre önce yakalanan Fethullah Gülen’in yeğeni Selahaddin Gülen’i örnek göstererek firari örgüt mensupları için; “Ama Afrika’da, Orta Asya’da ve Balkanlar’da bile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun kolundan güvende değiller.” dedi.
FETÖ, Almanya’daki “Erdoğan” karşıtlığını kullanıyor
Siefert, örgütün Almanya’daki “Erdoğan” karşıtlığından çıkar sağlamaya çalıştığını ve Berlin’de bulunan “Diyalog ve Eğitim Vakfı” aracılığıyla demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü kisvesi altında kendine sol görüşlü muhalifleri yandaş olarak çektiğini açıkladı. “Gülen’in Almanya’daki resmi hoparlörü” olarak tanımladığı vakıf ile örgütün Erdoğan’a “demokratik bir alternatif” olarak var olmaya çalıştığını belirttikten sonra, Almanya’nın firari FETÖ mensupları için bir geri çekilme yeri haline geldiğini ifade etti. FETÖ’cülerin sayılarının, vakıf ve dernekler aracılığıyla Almanya’da arttığını kaydeden Alman gazeteci;
“Türk toplumundaki talebin düşmesi nedeniyle gerçi Almanya’da da gazete ve televizyon kanallarının kapatıldığı doğrudur. Ancak Diyalog ve Eğitim Vakfına göre, hareketin Almanya’daki 26 okulunda 2015 yılına kıyasla şimdi daha fazla öğrenci var. Ayrılan taraftarlarının yerini, Türkiye’den gelen sığınmacılar doldurdu. Vakıf, hareketin neredeyse sabit 300 derneğiyle Almanya’da hala 100.000 kişiye ulaştığından yola çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, FETÖ’nün farklı toplulukları etkilemek için dini kullandığını söyleyerek;
“Gülen hareketi, Almanya’da kiliselerin ve Yahudi topluluklarının beğenisini kazanmak için İbrahimi Diyalog’u kullanıyor. En büyük başarısı, Berlin’de planlanan ve üç dinin de kendini evinde hissetmesi planlanan Bir Ev (House of One) projesinde yer almasıdır. Vakfın dernekleri eğitim ve entegrasyon kursları sunuyor. Devlet fonlarına daha iyi erişim sağlamak için, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletindeki Alman Eşit Refah Birliği (Der Paritätische) gibi iş birliği ortakları arıyorlar.” dedi.
Siefert, Eyalet Müdürü Christian Woltering’in “Kurulumuzda Gülen hareketi içindeki demokratik gelişme ve şeffaflık konusunda şüpheler olduğu sürece, Gülen yelpazesinden yeni dernekleri dâhil etmek istemiyoruz.” şeklindeki açıklamasını hatırlattı. FETÖ’cü derneklerin açıklamaya tepki göstermesini ise;
“Anlaşılan Gülen- yöneticileri, iyi niyetli çevrelerde bile duyulan kendileri hakkındaki şüphelerin, Gülen’in şeffaf olmayan güç siyaseti hedefleriyle bağlantılı olduğunu kabul etmek istemiyorlar.” şeklinde yorumladı.