FETÖ örgütünün en fazla kumpas kurduğu kesim Müslümanlardı. Örgütü dini kamuflaj ile yürüten FETÖ, din alanında otorite olmak amacıyla kendisine muhalif İslami toplulukları hedefine koydu. İsmailağa Cemaati de bunlardan biriydi ve İsmailağa Cemaati çok kez FETÖ tarafından saldırıya uğradı. Cemaatin bazı hocaları öldürüldü.
FETÖ’nün Müslümanlara yönelik operasyonları, işlenen bir suç üzerinden o suçla ilişiği olmayanları kapsayarak FETÖ’nün muhaliflerini sindirmek üzerine kurulu. Kronolojik olarak FETÖ savcıları ve emniyet görevlileri tarafından Müslümanlara karşı pek çok operasyon gerçekleştirildi.
Nisan 2009’da aralarında Vasat Grubunun da bulunduğu çok sayıda İslami gruba yönelik 14 ilde çok sayıda adrese operasyon düzenlendi. Vasat Grubu’na yönelik operasyonda gözaltına alınan 16 kişiden 12’si tutuklandı. Vasat Grubuna 1997 yılında operasyon düzenlenmesine ve gözaltına alınan şahısların suçsuz olduğu anlaşılarak bırakılmasına rağmen FETÖ’nün emniyet ve savcılıktaki militanları Müslümanları sindirmek için kapanmış davaları yeniden açtı. FETÖ üyeleri, muhalif kişilerin üzerine suç yıkmaya başladı.
Mayıs 2009’da Fetullah Gülen’in Tahşiye Grubu’nu hedef gösteren konuşmasından 28 gün sonra Tahşiye Grubu hakkında soruşturma başlatıldı. Bu vaka tarihe FETÖ’nun Tahşiyeciler Kumpası olarak geçti.
Temmuz 2009’da Hizb-ut Tahrir Grubu’na 23 ilde operasyon yapıldı. Ankara merkezli olarak 20 ilde düzenlenen baskınlarda 182 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin birinin evine silah, aydınlatma fişeği konuldu. FETÖ’cü Hakim Kadir Kayan, parmak izi incelemesi dahi yapmadan silahları ve fişekleri Süleyman Uğurlu adlı kişiye ait olduğunu öne sürdü.
NOT: Kadir Kayan, Kozmik Oda kumpasında devlet sırlarını çalan FETÖ’cü hakimdir.
Ocak 2010’da FETÖ Tahşiyeciler Grubu olarak başlattığı soruşturmayı El-Kaide olarak genişletti. İstanbul, Ankara ve Bursa başta olmak üzere Kırıkkale, Samsun, Diyarbakır, Şanlıurfa, Elazığ, Malatya ve Adana’da 122 kişi gözaltına alındı.
NOT: Nisan 2014’de ise açığa çıkan Müslümanlara yönelik Selam ve Tevhid Kumpası büyük olay yarattı. Müslümanlara yönelik bir başka kumpas ise İBDA Grubuna yapılan kumpastır.
FETÖ tarafından Müslümanlara yönelik yapılan saldırılardan biri de İsmailağa Cemaatinin etkin isimlerinden Bayram Ali Hoca cinayetini karartma çalışmasıdır.
Dinler arası diyaloğa karşı sert muhalefetiyle tanınan Bayram Ali Hoca öldürülmeden önce şu sözleri söyledi: “Dinler arası diyalog vesaire konuşuluyor. Bana bak, benimle dalga geçme. Canım yanmış zaten, benimle dalga geçme. Önce tarihte haksız yere döktüğün kanların hesabını ver, ondan sonra gel benimle konuş. Niçin siyasi, ekonomik, iktisadi Avrupa’nın güçlü olduğu bir anda diyalog teşebbüslerine giriliyor. Giden benden gidiyor kardeşim, ondan bir şey gitmiyor.”
Arapça, Osmanlıca, Farsça, İngilizce ve Fransızca bilen Bayram Ali Öztürk 3 Eylül 2006 sabahı 07.30’da İsmailağa Camiinde sabah namazı ardından vermiş olduğu dersin bitiminde Mustafa Erdal adındaki bir meczubun bıçaklı saldırısı sonucu öldürüldü. Cinayet soruşturması; 2011/431 sayılı dosya numarasıyla Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan’a devredildi.
NOT: Süleyman Pehlivan, Yarbay Ali Tatar’a iftira atarak Tatar’ın intihara sürüklenmesine sebebiyet veren FETÖ’cü savcıdır. Süleyman Pehlivan 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanarak cezaevine konuldu.
Pehlivan’ın Yargıtay’a seçilmesinin ardından Bayram Ali Hoca davası Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı FETÖcü Cihan Kansız’a verildi.
Bayram Ali Hoca davası Kansız’dan sonra Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Salim Duran’a verildi.
NOT: Salim Duran 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi olma sebebi ile tutuklandı ve ağırlaştırılmış müebbet ile yargılanıyor.
Bayram Ali Hoca cinayeti, paralel savcıların davayı karartması sebebi ile yıllardır çözülemedi.
Cinayete ait gerçeklerin örtbas edilmesi, davanın karartılması FETÖ’nün suçluları koruma isteğinden kaynaklanmıyordu. İddialara göre cinayetin arkasında da FETÖ vardı. Bayram Ali Hoca, İsmailağa Cemaatinde özellikle “dinler arası diyalog”a karşı oluşuyla tanınan biriydi. İsmailağa cemaatinin etkili isimlerinden Bayram Ali Hocanın Dinler arası diyalog karşıtı sohbetler vermesi, dinler arası diyalog sahası yaratmaya çalışan FETÖ için tehlike arz ediyordu. Nitekim Fethullah Gülen, “Dinler Arası Diyalog” adı altında istihbarat kurumlarının taşeronluğunu yapıyordu. İsmailağa Cemaatine yakın dergilerden olan Furkan Dergisinin Nisan-Mayıs 2016 döneminde çıkan 53. sayısında Bayram Ali Hoca cinayeti hakkında mahkeme ifadelerine ve cinayet ardından gerçekleşen olaylara dayalı detay bilgiler önem arz ediyor.
Dergiye göre FETÖ, Bayram Ali Hoca cinayetini İBDA ve Furkan Dergisine yıkmaya çalıştı. Hatta bu amaçla FETÖ’nün yayın organı olan Zaman Gazetesinde, İsmailağa Cemaatinin Şeyhi Mahmud Efendi adına sahte bir röportaj bile çıktı.
Dinler Arası Diyalog karşıtlığı ile bilinen İsmailağa Cemaatinin hocalarından Hızır Ali Muratoğlu Hoca da öldürüldü.
Hızır Hoca, İsmailağa Cemaatine yakın Furkan Dergisinde 28 Şubat sürecinden sonra yazmaya başladı. Özellikle darbeye karşı aldığı tavır ile tanınan Hızır Hoca 17 Mayıs 1998 gününde camide ders verirken 6 kurşunla öldürüldü. Cinayet Ufuk Salih Hantal adında bir meczubun üzerine yıkılarak kapatılmaya çalışıldı.
Furkan Dergisi cinayetin üzerinden geçen 18 yılda sorduğu soruları Nisan-Mayıs 2016 tarihli 53. sayısında yeniden soruyor:
- Katil diye sunulan şahsın Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre psikolojik rahatsızlığı var. Hızır Hoca’ya düzenlenen suikastın ardından polisin, “Profesyonelce işlenmiş bir cinayet” tespitiyle, ortaya sürülen akli dengesi bozuk katil portresi nasıl örtüşüyor?
- 17 şahitten hiçbiri “Evet, katil bu” demedi. Nasıl oluyor da şahitlerin teşhis edemediği kişi hadisenin faili olabiliyor?
- Yine şahitlerin ifadesiyle, suikastı gerçekleştiren kişi kaçarken beyaz bir servis aracında bulunan kişiye bir şey veriyor ve daha sonra Fener Rum Patrikhanesi civarında izini kaybettiriyor! Bu da suikastçının tek kişi olmadığını, organize bir hareketin parçası olduğu yönündeki şüpheleri kuvvetlendirmekte iken, polis, savcı ve mahkeme niçin bu yönde bir araştırma yapmadı veya yapamadı? Polisi, savcıyı ve mahkemeyi engelleyen mi vardı?
- Zanlı tatbikat için İsmailağa Cami’ne neden getirilmedi? (“Can güvenliği sağlanamazdı” açıklaması bizim için yeterli değil. Devlet bu kadar aciz mi?)
- Medyada “Katil suçunu itiraf etti” şeklinde haber çıkarken, zanlının diğer suçlarıyla ilgili götürüldüğü tatbikat yerinde, “Hocayı niye öldürdünüz?” sorusuna karşılık gazetecilere “Yok öyle bir şey” şeklindeki cevabı neden dikkate alınmadı?
KAYNAKLAR:
CNN – 6 ilde eş zamanlı “Vasat” operasyonu
Akşam – HSYK 49 Hakim ve Savcıyı Görevden Aldı
