Eski Genelkurmay Başkanı İlker Babuğ’un 2009 yılında Meclis tarafından yapılan düzenlemeyi “FETÖ’nün siyasî ayağı olarak” tanımlaması sonrası başlayan tartışma devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sert tepki gösterdiği İlker Başbuğ, kendisini hep “FETÖ’yle en çok mücadele eden bendim” sözleriyle aklamaya çalıştı. Sabah Gazetesi yazarı Şebnem Bursalı’nın bugünkü (08.02.2020) tarihli yazısı, İlker Başbuğ eğer dediği gibi FETÖ ile mücadele etmiş olsaydı 15 Temmuz’un yaşanmayacağını ortaya koydu.
Şebnem Bursalı’nın yazısı…
“İki kişinin bildiği sır olmaktan çıkar ve bir gün gelir herkes öğrenir. Bugün; “2009’da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanma teklifini getirenler araştırılsın” diyerek Meclis’e FETÖ suçlaması getiren eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, geçmişte kendisine bizzat getirilen askeriye içindeki 15 bini aşkın subayın isimlerinin tek tek yer aldığı FETÖ listesi ile ilgili hiçbir işlem yapmadığı ortaya çıktı. İşin daha da ilginç yanı; 2007’de kendisine bir flash bellekte gelen bu listeyi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na verdiği ve sonrasında hiçbir takip ve işlem yapmadığı gibi; 2017 yılında Meclis’te kurulan 15 Temmuz Darbe Komisyonu’na verdiği ifadede de bu bilgiyi sakladığı ortaya çıktı. Geçmişte hiçbir işlem yapmadığı, takip etmediği askeriye içindeki FETÖ’cüler listesini Meclis’ten saklayan İlker Başbuğ’un, bugün aynı Meclis’i FETÖ’cülükle suçlaması da çok ama çok ilginç…
Gelin size olayı şöyle bir hatırlatalım:
Tarih 5 Ocak 2007… O dönem gazeteci olan bugünün CHP Milletvekili Tuncay Özkan’a bir flash bellek gelir. Tanımadığını söylediği bir kişi tarafından Ankara Sürmeli Otel önünde verilen bu bellekte; 15 bin subay ve astsubayın yaşam biçimi ve alışkanlıkları, 86 general ile ilgili özel bilgilerin olduğu bir fişleme bilgileri yer almaktadır. Bu subay ve generallerin örgütle bağlantıları ve himmet ilişkilerinin yanı sıra FETÖ’ye karşı olan subaylarla ilgili (Alevi- Kürt-solcu) gibi mezhepsel tanımlamalar ve özel yaşamlarına ilişkin karalama bilgileri bulunur. Gazeteci Tuncay Özkan, bu belleği gereğinin yapılması için dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı (KKK) İlker Başbuğ’a verir. Başbuğ da bu önemli bilgilerin yer aldığı bellek ile ilgili hiçbir işlem başlatmaz ve direkt Hava Kuvvetleri Komutanı Aydoğan Babaoğlu’na verir.
2017 yılı temmuz ayına geldiğimizde; ordu içindeki hain FETÖ’cülerin yaptıkları 15 Temmuz (2016) darbe kalkışmasını araştırmak üzere Meclis’te kurulan Komisyona, İlker Başbuğ ifade ve bilgi vermek üzere katılır. Yaptığı uzun konuşma sırasında; “2008-2010 arasında FETÖ’ye karşı tek başına mücadele verdiğini” söyler. Ama; ne KKK görevi sırasında ne de Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde, yetkisi ve imkanı bulunduğu halde, hiçbir FETÖ’cü ile ilgili işlem yapmadığını, neden sonuç almadığını açıklamaz. Bir de; 2007 yılında Tuncay Özkan’ın kendisine teslim ettiği ve ordu içindeki 15 bin subay-astsubay ve generalle ilgili hem neden bir işlem yapmadığını hem de yapmayanlarla ilgili neden bir takip ve gereğini yapmadığını söylemez. Daha doğrusu bu bilgiyi tamamen saklar…
Ta ki; CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu; 2007 yılındaki bu trafiği partisinin Meclis Grup Toplantısı’nda açıklayana kadar. Bu tarihe kadar bu bilgiyi hem kamuoyundan hem Meclis’ten saklayan Başbuğ, iddialar karşısında açıklama yapmak ve kabul etmek zorunda kalır. Bu belleğin kendisine Tuncay Özkan tarafından verildiğini kabul eder ama neden takip etmediği konusunda bir açıklama yapmaz. Şimdi buradan bir gazeteci olarak İlker Başbuğ’a 7 sorum olacak:
1-2007 yılında gazeteci Tuncay Özkan’ın size verdiği ve içinde ordu içindeki FETÖ’cü askerlerin ifşa edildiği ve aynı zamanda FETÖ’ye karşı olan subay ve generallerin fişlendiği flash bellek ile ilgili neden bir işlem yapmadınız?
2- Bu belleği verdiğiniz Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın Akın Öztürk Başkanlığında oluşturduğu Güneş Çalışma Grubu’nun yaptığı çalışmayı neden takip etmediniz?
3-O dönem KKK olarak yeterli yetkiniz ve imkanınız olmadığını kabul eder isek; neden Genelkurmay Başkanı olduğunuz dönemde bu konuyu tekrar gündeme alıp yeni bir araştırma ve soruşturma açtırmadınız?
4-15 Temmuz Darbe Kalkışmasını Araştırma Komisyonu’na bilgi verirken neden 2007 yılında size verilen ordu içindeki FETÖ’cülerin bu listesini sakladınız?
5-Daha sonra konu ortaya çıkınca neden açıklama yapmak zorunda kaldınız?
6- Bundan 3 yıl önce ordu içindeki FETÖ’cülerin listesinin elinizde olduğunu sakladığınız Meclis’i, bugün neden FETÖ ile itham ediyorsunuz?
7- Eğer 13 yıl önce size verilen bu FETÖ’cülerle ilgili gerekli işlemi yapıp ordu içindeki FETÖ’cülerin ortaya çıkmasını sağlasaydınız; 15 Temmuz olur muydu?”
Kaynak:Sabah