Eski CIA Danışmanı Henri Barkey, FETÖ’cü Mahmut Cengiz’e röportaj verdi. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi davasının sanıklarından Barkey’in röportajı, ABD İç Güvenlik Bakanlığı (Homeland Security) resmi gazetesinde yayınlandı. ABD İç Güvenlik Bakanlığı, sınırdaki insan kaçakçılığına karşı olmasına rağmen Meksika’dan ABD’ye firar eden FETÖ’cülerin sığınma talebinde bulundukları noktalardan biri. Bu nedenle gazetenin FETÖ’yü aklamaya yönelik bu röportajı yayınlaması dikkat çekti. Barkey, 15 Temmuz darbe girişimi öncesinde Osman Kavala ile görüşmesiyle gündeme gelmişti. Darbe girişiminin tasarlayıcıları arasında yer aldığı için yargılanan Barkey, 15 Temmuz’da Türkiye’deydi. 15 Temmuz’un 6’ncı yıl dönümünden bir gün önce, 14 Temmuz’da yayınlanan haberde, Barkey FETÖ ile ilişkisini tamamen reddetti. Darbe girişimi için “bir hikaye uydurdular” ifadesini kullanan Barkey, darbenin yöneticilerinden Adil Öksüz’ü tanımadığını iddia etti.
15 Temmuz’da tesadüfen İstanbul’da olduğunu iddia etti
FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Türkiye’nin darbe girişimiyle ilgili FETÖ elebaşı ve sempatizanlarını suçladığını ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin Henri Barkey, Bernard L. Ve Bertha F. Cohen’i yani ABD’yi suçladığını belirtti. Cengiz, Barkey’e; “15 Temmuz darbe girişimi gibi zorlu bir konuyu tartışma davetimi neden kabul ettiniz?” sorusunu yöneltti. Barkey, şu şekilde cevap verdi:
“Benimle konuşmak isteyen herkesle konuşuyorum. Ben bir akademisyenim ve hayatımı çeşitli konularda konuşarak geçirdim. Bu nedenle benimle yapılan görüşme talebini asla reddetmem.”
Cengiz, Barkey’e 15 Temmuz darbe girişiminde neden İstanbul’da olduğunu sordu. Bunun üzerine Barkey, şu ifadeleri kullandı:
“O zamanlar Woodrow Wilson Center’da Ortadoğu Programının direktörüydüm. Ortadoğu ülkelerinin, yaygın olarak İran nükleer anlaşması olarak bilinen Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın birinci yıldönümünde nasıl gördüklerine dair bir rapor hazırlamak için hibe almıştık. Katılımcıları Amerika’ya getirmek yerine İstanbul’a davet edip toplantı yapmaya karar verdim. Ben de dahil olmak üzere, aslen Büyükadalı olan katılımcıların İstanbul’u gezmeyi sevdiklerini düşündüm. İstanbul’a karar vermemin bir başka nedeni de Büyükada’nın İstanbul’a bir saat uzaklıkta olması ve aslında bu, İstanbul’un koşuşturmacasından dolayı toplantının kesintiye uğramaması anlamına geliyordu. Splendid Hotel, 20. yüzyılın başlarında ikonoklastik bir oteldir ve adanın en iyilerinden biridir.”
Oteldeki telefon görüşmelerini aklamaya çalıştı
Henri Barkey‘in GSM hattının HTS kayıtlarının incelenmesiyle 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saat 05.00’e kadar ABD, İngiltere ve Fransa’ya kayıtlı birçok telefon ile irtibat kurduğu tespit edilmişti. FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Barkey’e darbecilerin yurt dışı bağlantılarını sağlamak için sabaha kadar otelde telefon görüşmesi yapıp yapmadığını sordu. Barkey şunları kaydetti:
“Darbe girişimi haberleri dünyaya yayılmaya başlayınca CNN International başta olmak üzere birçok gazeteci ve medya kuruluşu benden Türkiye’de olup bitenler hakkında yorum yapmamı istedi. Bana ulaştıklarında İstanbul’da olduğumu bilmiyorlardı. Saat farkı vardı ve İstanbul’da cumartesi sabahı erkendi ama beni aradıklarında Amerika Birleşik Devletleri’nde Cuma akşamıydı. Bu yüzden aramalarına cevap vermek zorunda kaldım. Tabii ki, Türkiye’de önemli bir olay olurken, doğal olarak gelişen olayları izlemek için uyanıktım ve sadece çağrıları alıp cevaplamakla kalmıyordum. Beni genel olarak Türkiye konusunda uzman olarak tanıyan birçok gazetecinin bana ulaşmak istemesi doğaldı. Ancak, bu dava hakkında istediğinizi temel alarak hikayeler oluşturabilirsiniz.”
“Bir hikaye uydurdular”
Barkey, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Neden ben? ABD’yi suçlamak ve bir Amerikalıyı işaret etmek istediler. Bir hikaye uydurdular ama bu teorinin bu kadar büyük olacağını düşünmediler. Ancak AKP ve Erdoğan hükümetinin iddiaları tek bir tesadüfe dayanıyordu ve o da ‘Henri Barkey o gün Türkiye’deydi’ idi. İstanbul’u sık sık ziyaret ederdim. Akademisyen olarak odaklandığım alanlardan biri de Türkiye. Türkiye ile ilgili çok sayıda makalem ve kitabım var. Benim hakkımda o kadar abartılı ve inanılması güç hikayeler uydurmuşlar ki, sosyal medya kullanıcıları ve ‘gazeteciler’ sürekli onlara bel bağlamış ve her türlü eylemle itham etmişler. Hükümet, Türk halkının bu hikayelere inanmasını istiyor ve ne yazık ki birçoğu inanıyor. Bu arada Osman Kavala’nın beni ilgilendiren bir iddianamesi daha vardı. Okuyunca saçınızı yolmak istiyorsunuz. Bütün sözde deliller uydurma olduğu için Türk yetkililerin böyle saçma sapan bir iddianame yazması utanç verici.”
Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimini ABD’ye karşı koz olarak kullandığını iddia eden Barkey:
“Türkiye artık bunu iç siyasette kullanıyor. Bildiğiniz gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı iddiaları sürekli tekrarlıyor ve 15 Temmuz darbe girişiminin arkasında ABD’nin olduğunu bıkmadan usanmadan tekrarlıyor. Bu tam olarak ne anlama geliyor, emin değilim. Amerikalıların gerçek darbecilerle iş birliği içinde olduklarını iddia ettiklerini sanmıyorum, aksine Washington bunu memnuniyetle karşıladı. Ayrıca bireylerin imkansıza inanma kapasitelerini de küçümsememeliyiz; ABD de dahil olmak üzere buna benzer birçok örneğimiz var.” dedi.
“Bana göre tuhaf bir darbe gibi görünüyor”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi için “kontrollü darbe” ifadesini kullanmıştı. FETÖ’cülerin yüreğine su serpen bu ifade, Mehmet Cengiz tarafından tekrar dile getirildi. Cengiz, Henri Barkey‘e Kılıçdaroğlu’nun “kontrollü darbe” demesini ve ABD Başkanı Joe Biden’ın “video oyunu” şeklindeki ifadesini hatırlattı. Cengiz, Barkey’e “sizce kontrollü bir darbe mi, darbe mi” şeklinde soru yöneltti. Barkey ise şu açıklamaları yaptı:
“Dürüst olmak gerekirse, 15 Temmuz’da ne olduğunu bilmiyorum. Genelde araştırma için Türkiye’ye gidiyorum. Maalesef darbe girişiminden bu yana Türkiye’ye gitmedim. O yüzden konuyu araştırmak gibi bir imkanım yok. Bana göre tuhaf bir darbe gibi görünüyor. Türk ordusu darbe yapmayı biliyor. Aklı başında hiç kimse Cuma günü saat 21.00’de köprü arabalarla dolu ve sokaklar insanlarla doluyken Boğaziçi köprüsüne tank göndermez.”
Barkey, sözlerine şu ifadelerle devam etti:
“15 Temmuz darbe girişimi tuhaftı. Bir spekülasyona göre, komplocular darbeyi geç saatlerde başlatacaklardı, ancak komploları ihbar edildiği veya ortaya çıktığı için daha erken infaz etmek zorunda kaldılar. Yine de, bu spekülasyonun doğru olup olmadığını bile bilmiyoruz. Türkiye bugüne kadar darbe girişimine ilişkin adil bir soruşturma yürütmedi. Hükümet çok sayıda insanı suçladı ve tasfiye etti. Erdoğan, darbeyi sivil ve askeri bürokrasiyi temizlemek için kullandı. Hükümetin darbe hakkında önceden bilgi alıp almadığını bilmiyorum. Türkiye’de okuyan meslektaşlarım da darbe girişimi hakkında güvenilir bilgiye sahip olmadıklarını itiraf ediyor. Umarım bir gün çeşitli arşivler halka açıldığında daha fazlasını öğreneceğiz.”
“Adil Öksüz’ün adını duymadım”
Henri Barkey, kendisine Adil Öksüz ile ilgili soru sorulmasını üzerine şu yanıtı verdi:
“Darbe girişimine kadar Adil Öksüz’ün adını duymamıştım. Oksuz’la ilgili basında çıkan haberlerden, Oksuz’un darbe girişimindeki rolünü ve Gülen grubundaki rolünü tam olarak anlayamadım. Hükümetin neden Öksüz’ü suçladığını anlamak zor çünkü Türk medyasının darbe girişimiyle ilgili yazdıklarına neredeyse hiç inanmıyorum. Bu doğru olabilir, ama o kadar çok hikaye uyduruyorlar ki. Araştırmamda artık Türk medya kaynaklarından güvenle alıntı yapamıyorum. Onlara güvenim sıfır. Bu nedenle Adil Öksüz hakkında bilgim yok. Darbe girişiminden bu yana ortadan kayboldu. Nerede olduğunu, hatta hayatta olup olmadığını bilmiyoruz.”
“Darbe girişimi iddianamelerine güvenemeyiz”
FETÖ’cü Mahmut Cengiz, Henri Barkey’e “Hükümetin 15 Temmuz darbe girişimi soruşturmalarına ve yargılamalarına ne kadar güvenebiliriz?” şeklinde soru yöneltti. Barkey, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de yapılan hiçbir soruşturmaya güvenim yok. Örneğin, Canan Kaftancıoğlu yedi yıl önce attığı bir Twitter mesajı nedeniyle suçlandı. Savcılar ne istiyorlarsa bu iddianamelere dahil ediyorlar. Kürtler, hükümet tarafından sürekli suçlamalarla karşı karşıya kalan bir başka insan grubudur. İç göç konusunda araştırma yapan öğrencilerin de aralarında bulunduğu bir grup Kürt araştırmacı, hükümete hakaret ettikleri iddiasıyla geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Herkes bir hükümete hakaret kategorisine girebilecek bir eylemin parçası olabilir. Bu durumda, bu insanlar yedi ay sürebilen bir süreç olan cezaevinde iddianamelerinin yazılmasını beklemek zorunda kalacaklar. Türkiye’de hiçbir davayı güvenilir bulmuyorum. Bir ülkede yargının adaletine güvenmemek çok tehlikelidir. Bir devletin en kritik kollarından sadece birini yok ediyorsunuz. Türkiye’de bağımsız medya ve yargı yok. Dolayısıyla darbe girişimi iddianamelerine güvenemeyiz. Bir general darbe girişimine katılmakla haklı olarak suçlansa bile, diğer tüm iddianamelerin yalana dayandığını düşünürsek, iddianamesine inanamazsınız. Bu iddianamelerde neyin uydurulduğunu, neyin doğru olduğunu bilmiyorum.”
Harbiyeliler için “zavallı çocuklar” dedi
Henri Barkey, darbe girişimine katılan Harbiyeli askeri öğrenciler hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Zavallı çocuklar. Tek bildiğim, 18 yaşındaki öğrencilerin ne olursa olsun üstlerinin emirlerine itaat edecekleri. Ordu böyle çalışır. Genç Harbiyelilerin sadece komutanlarının direktiflerine uydukları için müebbet hapis cezasına çarptırılmaları tiksindirici ve yürek parçalayıcıdır. Muhtemelen darbe girişimi hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı; komplocuların yaptığı son şey, alt saflara niyetlerini bildirmektir. Bu tür davaları barındırmayan ne kadar hantal bir yargı sistemi, ancak yargıçların hükümet emirlerine göre hareket ettiğinden şüpheleniyorum.”
Darbe girişimi için “amatörce ve kötü planlanmış” ifadelerini kullanan Barkey, ihraç edilen FETÖ’cü askerler hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye birçok insanı terörist olarak etiketliyor. Askerlik hizmeti, komutanlarınızın doğrudan emirlerine uymayı gerektirir.”