FETÖ’nün jandarmadaki yapılanmasının ”Marmara bölge imamı” olarak görev yaptığı belirlenen Nihat Keskin de diğer FETÖ mensupları gibi suçunu kabul etmedi.
Örgütün jandarma yapılanmasında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’e doğrudan bağlı olarak konumlanan sözde “jandarma imamı”na bağlı çalıştığı tespit edilen Nihat Keskin’in, 2016 yılından itibaren Marmara Bölgesi’nde faaliyet yürüten sivil ve jandarma personeli örgüt mensuplarının kendisine bağlı olduğu, örgütsel olarak “Marmara bölge temsilcisi” görevini yürüttüğü belirlendi.
Darbe girişiminde aktif rol alan ”sivil imam”
Eylemleri, örgütün sivil imamlarının darbe girişimiyle irtibatına dair en önemli deliller arasına giren eski öğretmen Nihat Keskin de örgütün inkar politikasını izledi.
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan’ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeli ile terör örgütünün jandarma yapılanmasında yer alan 19 sivil olmak üzere 92 sanığın yargılandığı davada tutuklu olan Keskin hakkında yapılan savcılık soruşturmasında, Keskin’in darbe girişimi öncesinde örgüt liderinden alınan darbe girişimi talimatını sorumluluk bölgesinde kendisine bağlı müdürler aracılığıyla hiyerarşide altta bulunan siviller ve jandarma personeli örgüt mensuplarına iletilmesini sağladığı kaydediliyor.
Keskin’in darbe girişiminin başarısız olmasının akabinde ise örgütün dağıtılması, örgüt mensuplarının yakalanması ve deşifre olmasını, etkin pişmanlıktan yararlanılmasını engelleme adına önlem alma konusunda çalışma yürüttüğü belirlendi.
Nihat Keskin’in, terör örgütünün üst düzey yöneticisi olarak amaçlarını gerçekleştirme adına jandarma teşkilatını ele geçirme, örgüt mensuplarını yasa dışı şekilde jandarma teşkilatına sokma ve yükselmelerini sağlama adına yürütülen sınav sorularını verme, eleman yerleştirme ve örgütün amacı doğrultusunda jandarma teşkilatı üzerinden yürütülen diğer tüm faaliyetleri yönettiği tespit edildi.
Yakalandığı sırada dijital kartları çöpe attı
Terör örgütünün ve örgütsel faaliyetlerin deşifre olmasını engelleme adına kriptolu, şifreli hafıza kartları kullandığı, bu kartları yakalanmadan önce çöp kutusuna atarak örgütün kriptolu yapılı, üst ve alt yönetimleri ile bunların eylem ve faaliyetlerinin deşifre edilmesini önlemeye yönelik davranışlarda bulunduğu, yakalandığı tarih itibarıyla İstanbul Bahçelievler Kudret Saraçoğlu İlkokulu’nda matematik öğretmeni olarak görev yaptığı tespit edildi.
Şüpheliyi yakalamak ve ikametinin aranması amaçlı adresine gidildiği sırada, şüphelinin apartman yangın merdivenleri boşluğunda bulunan yeşil renkli çöp kovasına bazı malzemeler attığı, olay yeri inceleme ekibi çağrılmak suretiyle evin giriş kapısının sağında bulunan yeşil renkli çöp kovası içerisinde olay yeri inceleme ekipleri tarafından rapor hazırlandı. Raporda, çöpte hafıza kartları bulunduğu, kartların içerisinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle açıklamalarda bulunan örgüt mensuplarının ifadelerinin bulunduğu belirtildi.
Dosyalardaki bazı evrakın şifresini çözmek için çalışmalar sürüyor.
Örgütün şifreli mesajlaşma programı “ByLock” kullanıcısı da olan Keskin’in, eşinin de 17-25 Aralık’tan sonra Bank Asya’da hesap açtırdığı, erkek kardeşinin ise FETÖ ile iltisakı nedeniyle KHK ile kapatılan Pak Eğitim İş Sendikası üyelik kaydının bulunduğu tespit edildi.
Keskin’i teşhis ettiler
Soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak ifade veren “Polat” kod adlı şüpheli Ö.B. ile Suat kod adlı Murat Baki, şüpheli Y.C, Nihat Keskin’in “Marmara bölge imamı” olduğu yönünde ifade verip fotoğrafını da teşhis etti.
Keskin hakkındaki tespitler, arama ve el koyma tutanakları, araştırma raporları ve diğer deliller bir arada dikkate alındığında, terör örgütünün sözde jandarma teşkilatı yapılanmasının üst düzey yöneticilerinden olan şüphelinin, darbe girişimi sırasında bu görevini sürdürdüğü, darbe girişimi öncesi ve sırasında alt hiyerarşisine verdiği talimatın zincirleme olarak en alt kademede bulunan ve “öğrenci” olarak tabir edilen jandarma personelince aynen uygulandığı belirtiliyor.
Şüpheli Keskin’in, Marmara bölgesindeki tüm sivil ve jandarma personeli örgüt mensuplarını komuta yetkisinin bulunduğu, bu şekilde örgütün amacına uygun biçimde işleyişini sağlayan, örgüt mensuplarına görev veren, emir ve idare yetkisine sahip olan konumuna göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen darbe girişimi kapsamındaki kalkışma suçlarını işlediği ifade ediliyor.
Kamufle olmak için nöbetlere katılmış
Keskin, 8 Eylül 2016’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde alınan ifadesinde, 1998 yılında Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden mezun olduğunu, çeşitli illerde öğretmenlik yaptığını, son görev yaptığı okulun Kudret Saraçoğlu İmam Hatip Ortaokulu olduğunu söyledi. Keskin, “Telegram, Vip, Biber, ByLock” programları kullanmadığını FETÖ içerisinde akrabası ya da yakını bulunmadığını iddia etti.
Sorguda, “FETÖ içinde veya arkadaşlarınız arasında kod isim kullanmakta mısınız?” sorusuna olumsuz yanıt veren Keskin, FETÖ’ye ait ev veya yurt gibi bir yerde kalmadığını savundu. Keskin, “FETÖ’ye hangi yollardan ve nasıl katıldınız?” sorusu karşısında “Hiçbir şekilde katılmadım ve desteklemiyorum.” cevabıyla inkar stratejisini sürdürdü.
Keskin, 14 Temmuz 2016’da herhangi biriyle irtibat kurmadığını söylerken, 15 Temmuz 2016 gecesi neler yaptığı sorusuna ise “15 Temmuz’da Halkalı’daki ikametimde bulunmaktaydım. CNN TÜRK haber kanalından darbe olayını duyunca ve Cumhurbaşkanı’nın sokağa çıkma çağrısından sonra yalnız olarak ben de sokağa çıktım. Basın Ekspres yolundan havalimanına doğru gittim. Ben de bu darbe kalkışmasının karşısında bir kişi ve vatandaş olarak darbeye karşı durmak ve sokağa çıkan vatandaşlara destek olmak maksadıyla sokağa çıktım. Daha sonraki günlerde ise Halkalı Meydanı’nda yapılan demokrasi nöbetlerine katıldım.” diye yanıt verdi.
Darbe girişiminden yaklaşık 20 gün sonra kod isimleri “Erkan”, “Polat” ve “Suat” olan kişilerle Pendik’te buluştuğu iddialarını da kabul etmeyen Keskin, “Benim bu darbe olayıyla veya FETÖ ile kesinlikle bir irtibatım yok. Çocuklarım burslu olarak Fatih Koleji’ne gidiyor. Sadece bu konuda bir irtibatım vardır.” cevabını vererek, örgüt mensuplarıyla buluştuğunu da yalanladı.
Nihat Keskin, 8 Ekim 2018’de hakkında açılan dava kapsamında da verdiği ifadesinde de ”Kaçmak istesem kaçabilirdim. Suçlu olsam kaçardım. Evimin orada çöp kutusunda bulunan flaş diskin bana ait olduğu söyleniyor. Bu iddiaları reddediyorum. ‘ByLock’ kullanıcısı değilim.” ifadeleriyle suçlamaları inkar etmeyi sürdürdü.
Keskin halen İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya görevi yapmasını engellemeye teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevi yapmasını engellemeye teşebbüs etme, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, FETÖ yöneticiliği” suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanıyor.
Kaynak: AA