Anasayfa » Darbecilerin “ortak savunma stratejisi” incelendi
FETÖ'de Bugün

Darbecilerin “ortak savunma stratejisi” incelendi

İnkâr taktiği darbecilerin tek merkezden kumanda edildiklerini gösteriyor.

FETÖ’nün darbe girişimine ilişkin açılan davalara TBMM ve Cumhurbaşkanlığı adına müdahil olarak katılan Avukat Mustafa Doğan İnal, yazdığı analizde, darbecilerin davalarda ortaya koydukları inkâr stratejisini ele aldı.

Darbe girişiminin ardından tutuklanan örgüt mensuplarının kendi aralarında irtibatlarını sağlayacak ortamı cezaevlerinde bulduklarına dikkat çeken İnal, şunları kaydetti:

  • Kanuni boşluklardan yararlanan FETÖ sanıkları yakınları, avukatları ve kendi aralarında irtibat kuruyor.
  • Sinsi bir şekilde belirli bir amaç etrafında toparlanmış bu yapının 40 yıllık örgüt motivasyonunu göz ardı etmemek gerekir.
  • Başlayan yargılamalardaki beyanları, ilk ifadelerinin aksine, örgüt bağının inkâr edilmesi, darbe teşebbüsünün  inkâr edilmesi, emir komuta zinciri içinde sadece aldıkları emri uyguladıkları gibi savunmalara dayanıyor.
  • Hemen hemen hepsinin aynı cümlelerle savunma yapması, yargılamanın yönünü başka tarafa kaydırmaya çalışmaları, birbirleriyle irtibatlı olduklarına delalet ediyor.
  • Sanıkların soruşturma aşamasında, müdafi eşliğinde kolluktaki, müdafileri huzurunda Cumhuriyet savcılığındaki ifadelerinde ve hakeza müdafileri nezaretinde sulh ceza hakimliğindeki sorguları esnasında yer, zaman, kişi, araç ve vakıa bağlamındaki müşahhas ikrarlarından, kovuşturma safhasında tamamı aynı yönde ve istisnasız her birine şamil şekilde inkâra  yönelmiş olmaları, tek bir merkezden kumanda edildiklerini gösteriyor.
  • FETÖ elebaşı Gülen’in örgüt üyelerine “dağılmamaları, çözülmemeleri ve paniklememeleri” yönündeki talimatı kayda değerdir.

Üstü örtülü talimat

Avukat Mustafa Doğan İnal, elebaşı Gülen’in, darbenin hemen ardından uluslararası medya kuruluşlarına verdiği beyanlarda, 15 Temmuz için “tiyatro”, “Hollywood filmi gibi” ifadeler kullanarak darbe girişiminin başrolünde olduğunu inkâr ettiğini vurgulayarak, FETÖ elebaşı Gülen’in, yine “Eğer ortada benim bu işe karıştığıma dair kanıt varsa, hemen Türkiye’ye dönerim” sözleriyle gözaltına alınan ve tutuklanan darbeci FETÖ üyelerine hangi yönde ifade vermeleri gerektiğine dair üstü örtülü talimat gönderdiğini anlattı.

İnal, Gülen’in, 15 Temmuz’a iştirak etmekten gözaltına alınan ve tutuklanan örgüt üyelerine, soruşturma ve kovuşturmaları sulandırma bağlamında izlemeleri gereken yol ve yöntemi, “Bir senaryo hazırladılar, hadisenin içinde kendi insanları da vardı. Baştaki insan, ta öğleden haberimiz oldu bu meseleden (dedi). Yani 8-10 saat evvel, hatta 14 saat evvel haberimiz oldu (dedi). Kendilerine yakın insanlar esasen içinde bulunuyor.” şeklindeki sözleriyle işaret ettiğine vurgu yaptı.

Gelecek planlarını cezaevlerinde diri tutmaya çalışıyorlar

İntikam hissiyle kendisini tahkim etmeye çalışan örgütün, gelecek planlarını cezaevlerinde diri tutmaya çalıştığını vurgulayan İnal, şöyle devam etti:

“15 Temmuz darbe girişimine iştirakten tutuklu bulunan FETÖ üyesinin, soruşturma safhasında tutuklu olduğu cezaevindeyken, aynı cezaevindeki başka bir askeri personele göndermeye çalışırken ele geçirilen mesaj içeriğinde yer alan ‘15 Temmuz’un bir son değil, bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Sürecin bu şekilde devam etmeyeceği ortada. Maç 90 dakika; henüz bitmedi.’ şeklindeki ifadenin, elebaşı Gülen’in örgütüne dönük direktif ve talimatları havi beyanatındaki ‘Sabredin zafer gelecektir. Şiddetli olabilir, bu yangının devam edeceğine kimse inanmıyor.’, ‘Herkes yerinde dimdik durmalı, Allah’ın huzurunda eğilenler kimsenin karşısında eğilmez. İdama götürseler bile eğilmez.’, ‘Bunların hepsinin akıbetine bakarsanız, kanalizasyona yuvarlanıyor gibi bir akıbetle sonuçlanıyor. Hiç tereddüdünüz olmasın.’ sözleriyle birebir paralel oluşu ve adeta araya bir karbon kağıdı konulmuşçasına benzemesi, darbe davalarında yargılanan tüm sanıklar bağlamında, soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifade ve beyanların farklılaşmasının değerlendirilmesinde ve atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübutunda nazarıdikkate alınması hukuken zorunluluk arz etmektedir.”

Yargılamalar ivedilikle bitirilmeli

Avukat Mustafa Doğan İnal, bu tavrın altında yatan en önemli motivasyonun, yaptıkları darbenin doğruluğuna ilişkin inançları olduğunu belirterek, her ne kadar duruşmalarda bunu ikrar etseler de darbe sanıklarının her birinin yüzündeki kin ve öfkenin, bilinçaltında yatan saikin bu olduğuna işaret ettiğini anlattı.

Bu noktada, mahkeme heyetlerinin darbeci sanıkların hiçbir şart ve koşulda yargılama usulünün sınırları dışına çıkmasına müsaade etmemesi gerektiğini vurgulayan İnal, şunları kaydetti:

Akıncı Üssü ve Genelkurmay Çatı davaları başta olmak üzere sanıklar arası evrak alışverişine, duruşma salonlarını örgütün sohbet ortamına çevirmesine izin verilmemeli, usul kurallarını doğru uygulayarak suçüstü yakalanan sanıkların yargılamaları ivedilikle bitirilmelidir. Çünkü örgüt militanları sulandırılmış, laubali, ciddiyetten uzak bir ortamda yargılamaların yapıldığını, dolayısıyla bu davaların meşruiyetini kaybettiğini hissettirmeye çalışarak uluslararası kamuoyunda da örgüt zeminini korumak istemektedir.

Elbette mahkeme heyetleri, duruşma salonlarının güvenliğini sağlayan jandarma ve emniyet kuvvetleri ile cezaevi yönetimleri de üzerine düşen vazifeyi hakkıyla yerine getirmeli, hiçbir şart ve koşulda sanıkların birbirleriyle irtibat kuracağı bir ortamı örgüt militanlarının sağlamasına izin vermemelidir.”

Kaynak: AA

Kategoriler