FETÖ tarafından ve Hizbullah’a yönelik olduğu iddia edilen bir dizi kaçırma eylemi neticesinde ortadan kaybolan ve bugüne kadar da izine rastlanılmayan Cevzet Soysal’ın 1998 yılında yine FETÖ tarafından infaz edildiği öne sürüldü. İddialara göre FETÖ’nün Cevzet Soysal’ı hedef almasının sebebi, daha sonra yapılacak olan Ergenekon operasyonlarının önünü açmaktı. Zira daha sonra bu cinayet, Ergenekoncu olduğu iddia edilen subaylara yıkılmak istenmişti.
Sabah Gazetesi 15 Temmuz 2016 tarihinde Cevzet Soysal cinayeti ile alâkalı olarak yaptığı haberde, cinayet ile ilgili bir takım ifadelere yer verdi. Konu ile ilgili olarak bir polis memurunun, PDY soruştumasını yürüten savcıya verdiği ifadeye göre Hizbullah’a ait olan bir evde FETÖ yapılanmasına ve okullarına ait bazı notlar ele geçirildi. Habere göre notların olduğu bilgisi, bölge imamı Bahattin Karataş tarafından FETÖ lideri Fethullah Gülen’e ulaştırıldı. Böylece FETÖ üyeleri Hizbullah üyesi olduğu iddia edilen isimlere yönelik operasyonlar gerçekleştirmeye başladı.
Bahattin Karataş kimdir?
Cevzet Soysal cinayetinin emrini veren Bahattin Karataş 1970 yılında bir lise öğrencisiyken İzmir’e getirilerek FETÖ elebaşından eğitim aldı. Üniversite sonrası kısa bir süre Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen olarak çalışarak örgüte genç isimleri katmaya çalıştı. Ardından idarecilik görevine yükseldi. FETÖ’nün Doğu Anadolu’daki yapılanmasını kurmak için görevlendirildi. PKK’nın üst düzey isimleriyle yakınlaşarak iki terör örgütü arasında ortak çalışma olanağı sağladı. Yer altı dünyasının ünlü isimlerine FETÖ adına giderek “bağış topladı.” 17/25 Aralık Kumpası sonrası örgüt kadrolarının dağılmasını engellemek için Kaynak Holding bünyesinde yurt içi gezileri düzenledi. 15 Temmuz Darbe Girişimine kısa bir süre kala yurt dışına kaçtı.
Fail-i Mechul Ekibi Kuruldu
Bunun üzerine Batman Emniyet’inde görev yapan C. ve A. isimli müdürler, Hizbullah masasından F, A, Ö ve H isimli polis memurlarıyla bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda kendilerine bir talimat geldiğini ve gerekirse her yolun mübah olduğunu açıklandı ve de illegal faaliyetler bu toplantının ardından başladı.
Tanık polis memurunun ifadeleri Cevzet Soysal’ın dört yıl önce Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde gözaltına alındığını ortaya çıkardı. Polis memuru, Soysal’ı kaçıran polis memurunun dört yıl önce kendisini sorgulayan kişi olduğunu dile getirdi.
“B. polisin tehdidi üzerine hemen toplanan paralel yapı mensubu polisler müdürlerine ne yapacaklarını sordu. Polis müdürü de cemaatin Türkiye imamı olan S’ye konuyu gönderdiklerini ve cemaatten cevap beklediklerini söylediler. Bir süre sonra paralel yapının abilerinden cevap geldi ve Soysal’ın infaz edilmesi kararı çıktı. C. ve A. müdür, faili meçhul ekibine Soysal’ın öldürülerek bulunmayacak şekilde gömülmesi talimatı verildi.
Sabri Uzun’dan
İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun kitabında “İstanbul Paşakapısı Cezaevi’nde tutuklu kaldıkları dönemde eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan, şube müdürleri Mustafa Aral ve Murat Nemutlu’ya bir başka tutuklunun verdiği bazı bilgileri hayli inandırıcı bulmuştum” diyerek Cemaat’çi bir polisin Cevzet Soysal cinayetine ilişkin verdiği bilgileri aktardı.
“Üçümüz de Cemaat Mensubuyduk”
“Yasadışı işlere” örnek veren itirafçı Cemaatçi polis ilk olarak Cevzet Soysal cinayetinin ayrıntılarını verdi. Sabri Uzun, Soysal cinayetine ilişkin Cemaat’çi polisin itiraflarına şöyle aktardı:
“Hizbullah mensubu Cevzet Soysal’ın, kaçırılıp infaz edilmesi ve Beşiri kırsalında gömülmesi için Cemil C. ile Ahmet A., Hizbullah örgütüne karşı İstihbarat’tan ve TEM Sorgu’dan karma bir ekip kurdular. Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi’ koydular. Bu ekipte İstihbarat’tan ben, Ömer K. ve Aydın M. yer aldık. Üçümüz de, aynı zamanda Cemaat mensubuyduk. Başımızda C Büro Amiri olan (Şu an Hatay İstihbarat Şb. Md.) vardı. O da Fethullahçıydı. TEM Sorgu’dan da Muammer Komiser (2004’te Balıkesir KOM Şb.Md V.) Bilal, Cem ve İbrahim isimli polisler vardı. Cevzet Soysal isimli Hizbullahçıyı 1999 yılında Batman Pınarbaşı Mahallesi’ndeki evinin önünden, çalıştığı TPAO’ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi JİTEM görevlisi olarak tanıtarak (Böyle söylememizi Cemil Müdür istiyordu. Yasadışı işlerde hep kendimizi JİTEM’ci olarak tanıtmamızı söylüyordu) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser’in ekibine teslim ettik. Bahçelievler Mahallesi’nde Polis Cem’in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp, işkenceyle sorguluyorlardı. En son Cemil ve Ahmet Müdür’ün talimatı ile Bilal tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalına gömüldü.”
2009 yılında Emin Arslan hakkında, İstanbul polisinin gerçekleştirdiği uyuşturucu operasyonuna karıştığı gerekçesiyle tutuklama kararı çıktı. Arslan konuyla ilgili olarak, “Hiçbir suç işlemedim. Yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Gerçek zaman içerisinde ortaya çıkacak” dedi.
O dönemde Emin Arslan ile alâkalı olarak Radikal Gazetesi, “Emniyet Genel Müdür Yardımcısının uyuşturucu baronuyla 721 görüşmesi” başlıklı bir haber yaptı.
Emin Arslan, şaibeli birçok davada ismi geçen savcı Mehmet Berk’e ifade verdi. Berk’in ismi daha sonraki süreçte Şike ve Balyoz davalarında da çokça zikredildi.
Hürriyet’in 15 Haziran 2015 tarihli haber, Emin Arslan’ın uyuşturucu davasından beraat ettiğini duyurdu.
Kaynaklar