Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Hablemitoğlu suikastının kilit isimlerinden Nuri Gökhan Bozkır, 28 Ocak’ta Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) tarafından Türkiye’ye getirildi. Bozkır, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne teslim edildi. Adliyedeki işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza mahkemesi tarafından “silahlı örgüt üyeliği” ve “tasarlayarak adam öldürme” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bozkır, itirafçı olarak suikastın arkasındaki FETÖ izlerini ortaya çıkartırken, örgütten Bozkır için hamle geldi. Firari FETÖ tetikçisi Can Dündar’ın Bozkır ile irtibat kurmaya çalıştığı ortaya çıktı. İstihbarat raporlarına göre, Bozkır Ukrayna’da yargılanırken Dündar avukatı üzerinden kendisine yazılı olarak “seninle görüşmek istiyorum” notuyla ulaştı.
MİT tırları davasında sahte tanıklık yapmasını istedi
MİT tırları yalanı ortaya çıktıktan sonra Cumhuriyet Gazetesi’ndeki görevinden istifa eden ve yurt dışına kaçan Can Dündar‘ın, Nuri Gökhan Bozkır‘a destekleme vaadinde bulunduğu ortaya çıktı. Dündar’ın, Bozkır’dan “MİT Tırları Davası” ile ilgili Türkiye’nin terörist gruplara silah gönderdiğine dair bilgi, belge temin etmesi için tanıklık yapmasını istediği belirtildi. Karşılığında Bozkır’ı destekleyeceğini söylediği kaydedilen Dündar’ın, Bozkır’ın Ukrayna’da yargılandığı mahkemeleri sırasında, siyasi iltica talebinin ret olması ve Türkiye’ye iade durumunun sona doğru yaklaşması sırasında devreye girdiği belirtiliyor.
Can Dündar Bozkır’a yazılı not iletmiş
Raporlara göre, Bozkır’ın Ukrayna’lı avukatı Roman Borisevic vasıtasıyla siyasi bir ortam oluşturmak için Ukrayna gazetesine yaptırdığı yalan haber sonrasında Dündar, mahkemeye Türkçe yazılı bir not iletti. Notta, “Seninle görüşmek istiyorum” yazdığı belirtildi. Dündar, ilk denemesinde başarılı olamadı ancak ısrarından vazgeçmeyerek Bozkır’ın mahkemelerine temsilcisini yolladı. 2021 Ocak ayında Markus isimli Dündar’ın temsilcisi Bozkır’ın yargılandığı mahkemeye geldi. Dündar, mahkeme çıkışında her türlü yardımcı olabileceklerini söyleyerek internet tabanlı program üzerinden Bozkır ile görüştürüldü. Dündar, Bozkır’a Almanya’da siyasi sığınma garantisi verdi. Tek şartı ise, Türkiye’nin Suriye ve Libya ülkelerine yasal olmayan yollardan silah gönderdiğini anlatan bir belgesel hazırladığını belirterek algı operasyonu olan olaya Bozkır’ın da belge desteği vermesiydi. Israrla Bozkır’dan Türkiye Cumhuriyet aleyhine röportaj vermesini isteyen Dündar, operasyonda başarılı olamadı.
Hedefinde ne vardı?
Can Dündar, Nuri Gökhan Bozkır‘dan hazırlayacağı bir belgeselde kullanmak üzere, Ukrayna’dan temin edildiği ve Türkiye tarafından Libya’ya gönderildiği iddia edilen mühimmatların son kullanıcı belgelerini istedi. Dündar’ın Bozkır’ı Almanya’ya götürmek istemesinin ardında ise iki farklı kirli plan yatıyordu. Birincisi Bozkır’ın Almanya’ya iltica talebini kabul ettirerek 2002 yılında işlenen cinayetin soruşturmasını 2022 yılında bitecek olan zaman aşımına uğratarak FETÖ’nün en kritik ismi Mustafa Özcan organizasyonuyla işlenen cinayeti örtmeye çalışmaktı. İkinci ise MİT davası kapsamında kirli propaganda yaparak Türkiye’yi uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmaktı.
İstihbarat raporlarında, Can Dündar‘ın “Sınır Tanımayan Gazeteciler” isimli oluşumdan Marcus Bensmann ve Detsche Welle görevlilerinden oluşan gazeteci ekibiyle internet tabanlı uygulama üzerinden gerçekleştirdiği görüşmelerde Bozkır’a Türkiye tarafından sözde terörist gruplara gönderilen silah ve mühimmata ilişkin ticari bilgi belge ihtiyacı duyulduğunu anlattığı kaydedildi. Raporlarda, Dündar’ın Bozkır’dan Suriye’de birlikte çalıştığı ve malzeme dağıtımında yer alan görevlilerin kimler olduğu öğrenmeye çalıştığı da elde edilen bilgisi de yer aldı.
