FETÖ‘nün yeniden yapılanmasına yönelik Bartın merkezli 4 ilde gerçekleştirilen operasyon hakkında yeni gelişmeler yaşandı. İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından 7 Haziran’da başlatılan operasyonlar İstanbul, Karabük ve Isparta’da düzenlenmişti. Eş zamanlı olarak 50 farklı adrese yapılan baskınlarda 37 kişi yakalanarak gözaltına alınmıştı. Operasyonun adını duyurmasındaki en önemli gelişme ise örgüte ait bir deponun deşifre olmasıydı. Emniyet güçleri tarafından incelenen depoda, 20 tona yakın gıda ve temizlik malzemesi bulunmuştu. Bu malzemelerin KHK ile ihraç edilen veya cezaevinden çıkmış örgüt mensuplarına ve ailelerine yardım için temin edildiği ortaya çıkmıştı. Ayrıca FETÖ’nün yardım yaptığı kişilere sosyal medyada propaganda yaptırdığı belirtilmişti.
Gözaltına alınanlar arasından 4 kişi tutuklandı
FETÖ/PDY kapsamında adli işlem gören örgüt üyelerinin çocuklarının eğitim giderlerinin örgüt tarafından karşılandığı ve burs verildiği; cezaevindeki örgüt üyelerinin ailelerine ve cezaevinden çıkanlara örgütü ayakta tutmak, birlik ve beraberliği sağlamak, kopmaları ve çözülmeleri engellemek amacıyla para ve gıda yardımında bulunulduğu belirtildi. Adliyeye sevk edilen 37 kişiden 1’i savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı. 31 kişi de çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 4 kişi tutuklanırken, 1 kişi için ise ev hapsi cezası verildi.
Bartın’daki FETÖ operasyonunda açığa çıkanlar
Operasyon kapsamında bulunan depoda, 20 tona yakın gıda ve temizlik malzemesi ele geçirilmişti. Bu malzemelerin örgüt mensuplarına yardım için tutulduğu belirtilmişti. KOM Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan açıklamaya göre, örgütün bu yardımları yapmasının sebebi “örgütün dinamik ve canlı yapısını yeniden tesis etmek, örgüt üyeleri arasında ‘biz’ duygusunu geliştirerek moral ve motivasyon sağlamak”. FETÖ’nün bu uğurda yurt dışından ve eski Kaynak Holding yöneticilerinden gelen paralar ve toplanan himmetlerle örgüt mensuplarına yardım yaptığı belirtildi. Ayrıca, örgüt tabanının örgütten kopmasını önlemek de bu yardımların yapılmasının en büyük sebepleri arasında.
Çetele tutarak örgüt mensuplarına fişleme yapmışlar
FETÖ’nün bu yardımları yapmak için bir çetele oluşturduğu belirtildi. Bu çeteleye göre, yardımları almak için gereken bazı şartlar var. Öncelikle, yardım yapılacak kişilerin örgüte bağlılıklarının teyit edilmiş olması gerekiyor. Bunun dışında, adli işlem gören tüm örgüt üyelerinin adli işlem sonuçları, etkin pişmanlıktan faydalanıp faydalanmadıkları gibi özellikleri de çeteleye kaydediliyor. Bu çetele sayesinde tekrar örgütsel sorumluluk alıp alamayacakları belirlenen örgüt üyeleri takip ediliyor.
Operasyon kapsamında örgüt üyelerinin tuttukları çeteleler ele geçirildi. Bu çetelelerin incelenmesiyle, yakını cezaevinde olan örgüt mensuplarının “bizden/bizden değil” şeklinde fişlendikleri, itirafçı olan veya ayrıldığını tespit ettikleri kişileri de yardım listesinden çıkarıldıkları ortaya çıktı. Yardımları, KHK ile ihraç edilmiş, cezaevinden tahliye olmuş örgüt üyelerinin yaptığı saptandı. Ayrıca, örgütün kendinden gördüğü kişileri de örgüt amaçları doğrultusunda yeni görevlere yönlendirdiği belirtiliyor.
“Geri döneceğiz” mesajı
Depodaki malzemelerin, büyük zincir marketlerin sanal uygulamalarındaki online ürün satışındaki kota sınırına takılmamak amacıyla, belirlenen kullanıcı adlarıyla örgüte ait depoların adreslerine çok sayıda sipariş vererek depolandığı kaydedildi. Şüphelilerin lise ve üniversite çağındaki çocuklarına burs verilerek örgüte bağımlı kılınmaya çalışıldıkları kaydedildi. Ayrıca, örgüt üyelerine “cezaevlerinin dışarıdan daha güvenli olacağı günlerin geleceği” şeklinde söylemlerle “geri döneceğiz” mesajı verildiği tespit edildi.
Sosyal medyada propaganda ödevi
Erzak yardımını alan kişilere örgüt tarafından sosyal medyada propaganda yapma görevi verildiği ortaya çıktı. Bu kapsamda, örgüt üyelerinin birbirine zaman ayarlı mesajlar gönderdikleri, telefonlarındaki içerikleri düzenli olarak sildikleri belirlendi. Yapılan değerlendirmeye göre, örgütün operasyon sonrasında kamuoyunu, toplum vicdanını etkilemek, mağdur rolüne bürünmek amacıyla sosyal medya üzerinden bunun yalnızca insanı yardım olduğunu belirterek STK’ları, insan hakları derneklerini, siyasi oluşumları etiketleyerek propaganda yürüttükleri, bu yolla mağdur maskesi takarak yürütülen soruşturmaların içini boşaltıp, toplumun bakış açısını değiştirmeye çalıştıkları kaydedildi.