FETÖ’nün, ihale verdiği iş adamlarından yüzde 18 kesinti yaparak örgüte gelir sağladığı tespit edildi.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca 15 Temmuz darbe girişiminin ardından örgüt üyeliğiyle suçlanarak tutuklanan Aşkale vaizi İbrahim Pehlivanlıoğlu hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 16 sayfalık iddianamede, FETÖ’nün kuruluşu, amacı, stratejisi, yapılanması, faaliyeti, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı ve örgütün başlıca eylemleri hakkında bilgiler verildi.
Örgütün, “mütevelli heyeti üyesi” diye adlandırılan iş adamı ve esnafa şirket kurmaları talimatı verdiği belirtilen iddianamede, bu şirketler üzerinden devletten alınan ihalelerle FETÖ’ye bağlı kurumların finanse edildiği anlatıldı.
İddianamede, örgütün insan kaynağı konumundaki şirket, dershane ve okullarda görevli, legal şirketlerde ortak veya iş adamı gibi kişilerin ışık evi veya özel ev adı verilen FETÖ’ye eleman yetiştiren yapıları finanse ettikleri bildirildi.
Örgütün, bu kişilere devletten aldıkları her kredi veya hibe gibi işlerde, işin KDV’si kadar para aktarmayı zorunlu hale getirdiği vurgulanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
“İş adamları bu örgüt için ana finansman kaynağıdır. Bir iş adamı FETÖ içerisinde yer almaya başladıktan sonra hızlıca zenginleşmekte, toplum içerisinde mal varlığındaki artış nedeniyle şaşkınlık yaşatmaktadır. Halbuki örgüt bu kişilere sürekli bağış yapmayı zorunlu kılmakta, bunlardan kamusal alanda terör örgütü mensupları aracılığıyla ihale aldıklarında veya KOSGEB, KUDEKA, SODES gibi kuruluşlardan kredi veya hibe aldıklarında, yüzde 18 oranında zorunlu ödemeler almaktadır. Tabii ki bir iş adamı yukarıda belirtilen kuruluşlardan proje kredisi veya hibe alabilmek için bu terör örgütü referansı haricinde başvursa kabul edilmemektedir.”
Sanığın beyanlarına itibar edilmedi
İddianamede, soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen sanık Pehlivanlıoğlu’nun verdiği bilgilere itibar edilmemesi gerektiği kaydedildi. İddianamede ayrıca sanığın örgüt ile lise yıllarında tanıştığı, üniversite eğitiminden sonra öğretmen olarak atanamadığı, bu yüzden örgütle bağlantılı ANADER isimli öğretmen derneğine üye olduğu bilgisi paylaşıldı.
İddianamede, üye olduğu dernekte Murat Demirci ile tanıştığı yönünde ifade verdiği bildirilen sanık Pehlivanlıoğlu’nun şu sözlerine yer verildi:
“Bu kişi bana ByLock programını indirmemi, buradan haberleşeceğimizi söyledi. ByLock programını 2010’da Google Player’dan indirerek kurdum. Bunların ara sıra beni kullandığını düşünüyordum. Çünkü toplantılar sınasında dini bilgim nedeniyle bana güncel olayları soruyorlardı. Dini vecibelerimi daha rahat yerine getirmek amacıyla ve diğer cemaatlere göre modern görünümlü olup okul, yardım kuruluşları gibi hizmetleri nedeniyle bana en uygun cemaat olduğu için katılmıştım. Ancak yanılmışım.”
ByLock kullanıcısı olduğu belirlendi
Pehlivanoğlu’nun örgüt içerisindeki konumu ve örgütün deşifre olmasına yönelik hiçbir bilgi vermediğine işaret edilen iddianamede, sanığın beyanlarına itibar edilmemesinin nedenleri olarak ise şunlar aktarıldı:
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ByLock raporundan da görüleceği üzere FETÖ bakımından oldukça önemli olan ByLock programının mahrem yapı içerisinde kullanılmasını terör örgütü lideri zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda örgüt üyelerinin 2014’te yoğun bir şekilde ByLock programını kullandığı görülmüştür. Bu program rehber sistemiyle çalışmayıp kişilerin birbirlerinin kullanıcı adı ve şifrelerini bilerek birbirleriyle sağladıkları irtibat üzerinden çalışmıştır. Bu nedenle mahrem yapıdan başka birinin bu programı yüklemiş olması tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü kişi, program içerisinde irtibat kuracağı kişinin kullanıcı adına sahip değilse iletişim kuramayacaktır.”
Pehlivanoğlu’nun yaptığı savunmayla savcılık tarafından elde edilen delillerin uyuşmadığı vurgulanan iddianamede, banka hesap tutanakları, elde edilen bazı deliller ile ByLock programının, sanığın örgütün üyesi olduğunu ortaya koyduğu ifade edildi. İddianamede, Pehlivanoğlu’nun FETÖ içerisinde bulunduğu, görünüşte vaiz olarak çalıştığı ancak örgüt içerisinde esas görevinin mahrem yapı içerisinde yer almak olduğu, bu kapsamda FETÖ içerisinde faaliyet gösterdiği, vaizlik görevinin avantajını da kullanarak sosyal ilişkilerini geliştirdiği anlatıldı.
İddianamede, Pehlivanlıoğlu hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kaynak: AA