FETÖ ile iltisaklı olduğu iddiasıyla hakim-savcılara yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklanan savcı Şeref Gürkan hakkındaki soruşturma tamamlandı. 2007 yılında şüpheli helikopter kazasında hayatını kaybeden Büyük Birlik Partisi (BBP) Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin soruşturmaya bakan savcı Şeref Gürkan hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Gürkan, “Zirve Yayınevi cinayeti” davası ile Ergenekon davasını birleştirmek amacıyla açılan soruşturmaya da bakmıştı.
Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasında usulsüzlük
İddianamede, Gürkan’ın Malatya Özel Yetkili Savcısı olarak görev yaptığı dönemde BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve yanındakileri taşıyan helikopterin düşmesi olayına ilişkin soruşturmada, “FETÖ’nün direktifleri doğrultusunda Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinde olan şikayetçi N.D’yi şüpheli yaptığı ve hukuka aykırı olarak dinlediği vurgulandı. Şikayetçi ve ailesinin telefonlarını dinleyen FETÖ, mesaj ve e-posta göndererek şikayetçinin baskı altına almaya çalıştığı öğrenildi.
Gürkan’ın “Bylock” kullanıcısı olduğu, üniversitede öğrenciyken FETÖ evlerinde kaldığı ve örgüt toplantılarına katılarak himmet verdiğine yönelik tanık beyanlarının olduğu iddianamede, silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasında yer alan HSYK üye adayları lehine çalışmalar yaptığı, yine yukarıda anılan çalışmalar kapsamında 2014 HSYK seçimlerinde oy verme ve sayımı esnasında kamera çekimi yaptığına dair tespitlerin bulunduğu anlatıldı.
Şüphelinin, örgüt elebaşı Fetullah Gülen’in talimatları doğrultusunda ve tam bir itaatle “yargının kararı” veya “takdiri” kılıfı altında yürüttüğü soruşturmaların tüm aşamalarında örgütsel amaç doğrultusunda hareket ettiği, çok sayıda hukuksuzluğa imza attığı, birçok kişinin mağduriyetine sebebiyet verdiği belirtilen iddianamede, şüphelinin ifadesinde ise hiçbir suçlamayı kabul etmediği kaydedildi.
İddianamede, şüphelinin, konumu ve örgüt adına gerçekleştirdiği eylemler ile anılan örgütün adeta “silah” olarak kullandığı yargı yapılanmasının en mahrem sınıfı olan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olarak yerleştirildiğine işaret edilerek ”Anayasayı ortadan kaldırmaya teşebbüs”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”, ”TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak” suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Başsavcılıkça onaylanarak İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianame, kabul edildi.
Kaynak: Haber 7
