Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sırlarını, pek çok kurumun belge ve bilgilerini kopyalayıp dış istihbarat örgütlerine aktaran Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarından bugüne kadar hiç birinin casusluktan hüküm giymemesi yargılama konusunda kafalarda soru işareti bıraktı. 2010 yılında Milli İstihbarat Teşkilatı Özel Kalem Müdürlüğü gibi kilit bir yerde görev yapan, 2011’de ise İstanbul MİT Bölge Başkanlığı’nda şube müdürü olarak atanan İdris Karagöz ile ilgili verilen mahkeme kararı tartışmaları da beraberinde getirdi.
Mahkemeler gözardı mı ediyor?
Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi, MİT’e sızan ve FETÖ adına bir çok ihanete imza atan Karagöz’e yalnızca 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi. Karagöz’ün MOSSAD, CIA, BND, MI6 gibi istihbarat örgütlerine yönelik casusluk faaliyeti ise mahkeme tarafından görmezden gelindi. MİT’te özel kalem müdürlüğü gibi üst düzey bir görevi icra eden Karagöz’ün sadece FETÖ üyeliğinden ceza alarak kurtulması mahkemelerin “Casusluk” meselesini göz ardı ettiğini de ortaya koydu.
İstihbarat örgütlerine çalışıyorlar
1970’lerin ortasından itibaren başta Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı ve emniyet olmak üzere devletin her kademesine sızan FETÖ’cü teröristler, yabancı istihbarat örgütleriyle beraber Türkiye’ye çeşitli kumpaslar kurdu. FETÖ ile yabancı istihbarat örgütleri arasındaki ilişki Milli İstihbarat Teşkilatı’nın TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’na gönderdiği raporda da yer aldı. MİT’in raporunda “Örgütün kod isim ve operasyonel hat/telefon kullanma gibi gizliliğe ilişkin yöntemler uygulaması, stratejik kurumlarda ortam dinlemesi yapma, telefon kayıtlarını ele geçirerek yasadışı dinlemeler gerçekleştirme ve delil üretme gibi illegal faaliyetlerde bulunması, örgütün faaliyetlerini bir ya da birkaç istihbarat servisinin şemsiyesi altında geliştirdiği düşüncesini güçlendirmektedir” ifadeleri kullandı.
Uluslararası kumpaslar kurdular
FETÖ, Türkiye’ye 17-25 Aralık ve MİT TIR’larının durdurulması gibi iki uluslararası kumpas kurdu. Nitekim FETÖ’nün tepe kadrosunda yer alan Mustafa Yeşil’in, 17 Aralık darbe girişiminden hemen sonra İsrail Büyükelçisi ile görüştüğü ortaya çıktı. Ayrıca Hakan Atilla’ya açılan kumpas davası da uluslararası kumpas tezini doğruladı. Ayrıca FETÖ’nün Türkiye’ye DAEŞ’e destek iftirası attığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı uluslararası mahkemeler de yargılatmak istediği MİT TIR’ları ihaneti de ABD bağlantılıydı. FETÖ’nün sivil imamları Bayra Andaç ve Muharrem Gözüküçük’ün TIR’ların durdurulmasının ertesi gününde Amerikan Başkonsolosluğu ile konuşmaları tespit edilmişti. CIA Danışmanı Henri Barkey de 15 Temmuz darbe girişimin arkasında Amerika olduğunu şu sözlerle itiraf etmişti: “Ordudan atılan bu kişiler Amerika’ya yakın ve NATO’ya inanan komutanlardı.” Bunca gerçeğe rağmen hiç bir mahkemede FETÖ’cü hainlere casusluktan ceza verilmedi.