Ankara’da saklandığı evde sahte kimlikle yakalanan İzmir’deki “askerî casuslukta kumpas” davasının sanıklarından mahrem imam Hakan Kılınç’ın, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki askerî bilgi ve belgelerin örgüt elebaşı Fetullah Gülen’e iletilmesinde aracı olduğu belirtildi.
İzmir’de “askerî casusluk soruşturması”ndaki usulsüzlüklerle bazı bilgilerin sızdırılmasına ilişkin TSK içindeki FETÖ üyesi 103 sanık hakkında açılan davada Kılınç’a isnat edilen suçlamalar dikkat çekiyor.
İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan iddianamede, kapatılan Prizma Kolejinin sahibi Kılınç’ın TSK’daki bazı FETÖ mensubu subaylara abilik yaptığı bilgisi yer alıyor.
Kılınç’ın FETÖ’nün hiyerarşik yapılanması içerisinde “hususi sorumlu” şeklinde adlandırılan TSK’ya yerleştirilen örgüt mensuplarından sorumlu örgüt yöneticisi olduğu, örgüte gizli şekilde hizmet etmek amacıyla kurulan Prizma Kolejinin kurucusu ve yöneticisi konumunda bulunduğu kaydedilen iddianamede, sanığın, örgüt üyesi subaylara, “bilgi-fişleme-rapor” konusunda talimatlar vererek ilgili raporları temin ettiği anlatıldı.
Sanık Kılınç’ın, TSK içindeki örgüt üyelerinin öğrencilik yıllarında, okuldaki diğer öğrenciler, okul komutanları ve öğretmenler hakkında etnik kimlikleri, siyasi görüşleri, aile yapısı, alkol, kadın, para ve makam olarak adlandırılan zaaflarla ilgili genel ve özel bilgileri rapor haline getirerek kendisiyle ilgilenen ve hususi sorumlu olarak adlandırılan örgüt yöneticilerine verdiğine işaret edilen iddianamede, şu ifadeler yer alıyor:
“TSK içerisindeki FETÖ mensuplarının görev yaptığı birlik içerisinde konumu itibarıyla elde ettiği askerî bilgi, belge ve dokümanları gerek dijital, gerekse fiziki olarak temin ettikten sonra örgüt lideri Fetullah Gülen’e iletilmek üzere kendisinden sorumlu sivil hususi sorumlusuna verdiği anlaşıldığından Hakan Kılınç’ın sorumluluğunda bulunan TSK içerisinde FETÖ örgüt mensuplarına fiziki veya dijital olarak bilgi, belge ve doküman getirmeleri hususunda talimatlar, direktifler vererek ilgili bilgi, belge ve dokümanları temin ettiği anlaşılmaktadır.”
İddianamede ayrıca sanık Kılınç’ın, kamuoyunda “fuhuş ve askerî casusluk” olarak bilinen soruşturma dosyasında elde ettiği birçok fişleme ve TSK’ya ait bilgi, belge ve dokümanların soruşturmaya konu “pandora” adı verilen veri tabanının oluşması veya adreslerde bulunduğu iddia edilen askerî belgelerin birlik dışına çıkartılmasına katkısının olduğuna dikkat çekildi.
Kılınç’ın aynı dava ve başka davalarda yargılanan bazı subaylarla bağlantısına işaret edilen iddianamede, sanık hakkında ifade veren gizli tanık ve bazı tanıkların beyanları da paylaşıldı.
Kaynak: AA