Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, FETÖ elebaşı Gülen’in tüm kitap ve vaazları ile soruşturmalarda elde edilen belgeler, mağdur, müşteki ve tanık ifadeleri doğrultusunda 181 sayfalık “FETÖ’nün ideolojisi” raporunu hazırladı.
Örgütün devleti ele geçirmek amacıyla izlediği yol haritasının deşifre edildiği raporda, elebaşı Gülen’in dini kavramları kullanarak işgal için gerekli insan potansiyeline ulaşmak ve bu potansiyel ile devleti ve dünyayı ele geçirme stratejileri gözler önüne serildi.
Rapora göre FETÖ, kanunların ve hukukun arkasından dolanarak mevcut anayasal sistemde vatandaşların sahip olduğu hakları, “hakların kötüye kullanılması” metoduyla felç etme ve halka sormadan egemenliği elde etme stratejisi izledi.
Yasa dışı yollardan ülke siyasetine çıkarları doğrultusunda yön vermek ve yeterli güce kavuştuğunda da ülkeyi anahtar teslim almayı hedefleyen örgüt, bu hedef doğrultusunda önce devlete değil, kendisine çalışan polis, asker, yargı, mülkiye personeli ve sahip olduğu medya aracılığıyla kamuoyunda bilgi kirliliği oluşturdu ve hedefe ulaşmada engel gördüğü memurları tasfiye ederek devleti işgal projesini hayata geçirdi.
Devleti “teknik nakavt” etmeye çalışmış
Bu projede devleti yıkma emellerini “teknik nakavt” olarak nitelendiren FETÖ elebaşı Gülen, bunu örgüt elemanlarına “Bence çok teknik olmak lazım çünkü asıl, esas, nakavt etmek, karşı tarafı teknik nakavttır. Bu işin tekniğini öğrenirseniz öbür türlü karambole, karakucak bir sen onu, bir o seni yapar filan. Önemli değil esas. Yani bir teknik geliştirilmeli. Bu çevreye mal edilmeli.” sözleriyle empoze etmeye çalıştı.
20. yüzyılın en başarılı pazarlama teknikleriyle “mistik karizması” inşa edilen Fetullah Gülen, zaman içinde örgüttekiler ve sempatizanları tarafından “seçilmiş kişi” olarak kabullenildi.
Bu doğrultuda FETÖ’nün her şeyi düzelteceği ve daha iyi bir yaşam, daha iyi bir düzen tesis edeceği, kendisine verilen söz konusu kutsal görevin icra edilebilmesi için örgüt mensuplarına mutlak otoriterizm içinde itaat ve teslimiyet kültürü benimsetildi.
Örgüt üyelerine takiye, tedbir ve gizlilik içinde hareket etmeleri gerektiği benimsetilirken alt kadronun üst düzey yöneticilerin talimatlarını yerine getirmeleri ve her türlü fedakarlığı yapmaktan kaçınmamalarının sağlanmasında da İslamiyet suistimal edildi ve istismar aracı olarak kullanıldı.
Örgütü 4 saç ayağının üzerine kurmuş
Gülen’in kitap ve video kasetlerinde yapılan incelemelerde mesaj içeriklerinin dört ayak üzerine kurulu olduğu anlaşıldı.
Bunlar raporda, yüzde 35-50’si örgüt içinde geliştirilen gizli ve özel iletişim dili vasıtasıyla açıklanan siyasi, ekonomik ve sosyo-kültürel yeni bir düzen kurmaya yönelik taktik, strateji ve açıklamalar, yüzde 34-49’u din ile uyumlu görünüp hedef kitleden eleman kazanma ve dinin ümit-korku, ödül-ceza ile ilgili olan kısımları, adanmış peygamber ve sahabe hayatları gibi moral-motivasyon sağlayan ve adanmışlık ruhunu üreten mekanizmalarının, örgüt mensuplarının moral-motivasyonunu sağlama ve adanmışlık ruhunu artırma amacıyla istismar edildiği tarihsel olaylar, yüzde 10-15’i Fetullah Gülen’in kendisinin ilahi olarak seçilmiş, olağanüstü bir kişi, bir süper kahraman gibi olduğunu göstermek amacıyla kurguladığı, başından geçen insanüstü olaylar, muameleler, geleceği görerek konuşan bir kahin olduğu intibaını uyandırma ve reklam, pazarlama tekniklerine dayalı PR çalışmaları gibi mistik karizma inşası ve yüzde biri net siyasi mesajlar olarak sıralandı.
Kendisini kısaca “hizmet” olarak tanımlayan FETÖ, hedeflerine ulaşmak için stratejik yol izledi.
Güce hükmetmek amacıyla insan kaynakları ve mali yönden güçlenmeye öncelik veren FETÖ, her aşamaya uygun tez geliştirerek din, devletçilik, milliyetçilik, liberalizm veya İran düşmanlığı, yolsuzluk ve hukuk gibi kavramları kullandı.
Kendisine düşman icat etti
Emellerine ulaşmak için konjonktürel şartlara göre hareket eden FETÖ, dış dünyayı “hizmet erleri” ve “ötekiler” olmak üzere keskin ayrımla belirlerken “ötekileri” de “kazanılabilecekler” ve “hasım cephe” olarak ikiye ayırdı.
Her zaman hasım cephe bulan yoksa da icat eden ve kendisini bu düşman üzerinden tanımlayarak hedefleri için haklılık gerekçesi sağlayan örgüt, bir yandan da bu düşman üzerinden mensuplarını motive ederek, “altın nesil” adını verdiği kadrolarla sistemle çatışmak yerine sisteme sahip olma ilkesiyle devletin kılcal damarlarına sızdı.
Söz konusu kadroların sağladığı avantajlarla devlet içinde belli bir güce ulaştıktan sonra kendisinden olmayanları çeşitli hukuki görünümlü hukuk dışı yöntemlerle tasfiye eden terör örgütü, ele geçirdiği kamu gücünü de kullanarak toplumsal dönüşümü sağlamayı amaçladı.
Siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ideoloji
Amaçlarını elebaşı Gülen’in fikir ve düşünceleri doğrultusunda şekillendiren FETÖ, siyasi, ekonomik ile sosyal ve kültürel alanda belirlediği ideolojiyle hareket etti.
Örgüt, Türk devletinin yasama, yürütme, yargı erklerini ele geçirerek siyasi gücü yönetmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili siyasi bir güç haline gelmeyi amaçladı.
Toplumun dini duygularını suistimal ederek “himmet” adı altında paralel vergi sistemi oluşturan örgüt, en tepedeki elit kadronun nimetlerinden en çok faydalandığı, alttaki kadroların adanmışlık ruhu pompalanarak bu nimetlerden daha az veya hiç faydalanmadığı bir sistem oluşturdu.
Örgüt, ekonomik ideoloji olarak yurt içi/dışındaki eğitim müesseseleri, finans, medya, STK ve sağlık kuruluşları ile büyük holding ve şirketler kurarak siyasi ideolojinin hayat bulmasında insan ve mali kaynakları ayakta tutmayı ve ekonomik gücü mutlak itaat kültürüyle yetiştirilen kadrolar eliyle yönetmeyi hedefledi.
Emniyetin raporunda, örgütün sosyal ve kültürel ideolojisi ise “Özellikleri Fetullah Gülen’in söylemlerinde sayılan ve ‘hizmet eri’ denilen yeni bir insan modeli üretmek, tek tip kişiliğe sahip bu yeni insan modelinden oluşan yeni bir toplum oluşturmak, sosyal ve kültürel ilişkileri yeni insan-toplum bağlamında tanımlamak, böylece toplumsal gücü yönetmek.” olarak nitelendirildi.
Kaynak: AA