Anasayfa » DHKP-C’nin FETÖ destekli ‘kaos’ timi
FETÖ'de Bugün

DHKP-C’nin FETÖ destekli ‘kaos’ timi

FETÖ’nün, DHKP-C’ye yerleştirdiği elemanlar üzerinden “kaos timi” kurarak Türkiye’yi karıştırmayı planladığı ortaya çıktı.

FETÖ’cü polisler, kendilerine “eleman” yaptıkları kadın terörist üzerinden DHKP-C’ye sızdı. Örgüt içinde “kaos” timi kurduran FETÖ’cü polisler bu kez de kendileri ile olan bağı silmek için önce DHKP-C’li kadın militanı sahte delillerle tutuklattı, sonrasında da örgüt içi infazına yol verdi.

Kadın terörist Asuman Akça büyük bir şans eseri ölmedi ancak evinde bulunan flaş disk içindeki dönemin Başbakanı Erdoğan’a yönelik olduğu iddia edilen suikast planları sonrası, Erdoğan’ın tüm koruma ekibi değiştirildi. Bu tespitler, FETÖ’nün DHKP-C örgütü ile ilişkisinin ortaya koyulduğu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılan iddianamede yer aldı.

DHKP-C’de FETÖ’nün desteklediği isim yükseldi

FETÖ – DHKP-C ilişkisi ile ilgili soruşturma ilk olarak İstihbarat Daire Başkanlığında 1995’ten beri yardımcı istihbarat elemanı olarak çalışan İ.Ö’nün verdiği ifade ile başladı. DHKP-C içinde faaliyet gösteren ve aslında polis elemanı olan İ.Ö, kendisinin İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğünde o dönem emniyet amiri olan “Ümit Atabey” kod adlı Halil Karakuzulu’ya bağlı çalıştığını söyledi. Yardımcı istihbarat elemanı İ.Ö, DHKP-C örgütü içinde Asuman Akça’nın o dönem İstanbul İstihbarat Şubesi tarafından angaje edildiğini ve eleman yapıldığını belirtti. İ.Ö. ifadesinde tanıklıklarını şöyle anlattı:

“Bir sohbet sırasında kendisine bağlı çalıştığım ‘Ümit Atabey’ kod adlı emniyet amiri Halil Karakuzulu, Asuman Akça’nın angaje edildiğini, polise çalışacağı ve kendilerinin de Akça’yı destekleyerek örgüt içinde üst düzey bir konuma gelmesini sağlayacaklarını ifade etti. Bu şekilde DHKP-C, kontrol altında tutulabilecekti.”

Bir müddet sonra Asuman Akça’nın örgütün İstanbul sorumuluğuna yükseldiğini ifade eden İ.Ö, “Asuman Akça örgüt içinde yükselmişti. Bir müddet sonra kendisine bağlı milis ekipler kurmaya başladı. Ben de o dönem İstihbarat Şube’de müdür yardımcısı olarak çalışan Ali Osman Kahya ve kendisine bağlı bulunduğum Halil Karakuzulu tarafından milis ekiplere girmem konusunda yönlendirildim. Bir müddet sonra milis ekipler içinde yer aldım. Asuman Akça, ‘kaos timi’ kurduğunu, bu timin yaptığı eylemleri DHKP-C’nin üstlenmeyeceğini, DHKP-C’nin ‘milis’ ve ‘SPB’ diye bilinen ekiplerinin eylem yapacağını öğrendim. Bu görüşmeleri ve bilgiyi istihbarat dairesine ilettim.” dedi.

Türkiye’yi kaosa sürükleme planı

2006’da kendisinin yardımcı istihbarat elemanlığından çıkartılıp devlet içinde özel bir görevlendirmeye tabi tutulacağının kendisine söylendiğini iddia eden İ.Ö, “Ali Osman Kahya ve Halil Karakuzulu yardımcı istihbarat elemanlığından düzmece belgelerle çıkartılacağımı, bundan sonra İstihbarat Şube ile bağlantı kurmamamı söyledi. Bundan sonra sadece Ali Osman Kahya ile bağlantılı çalışacak ve devlet içinde daha gizli bir görevde yer alacaktım.” dedi.

2007 Temmuz ayında Ali Osman Kahya ve Halil Karakuzulu, İ.Ö, ile görüştü. Bu görüşmede İ.Ö, yeni gizli görevi için ilk talimatı aldı. İ.Ö, ifadesinde o günü şöyle anlattı:

“Şişli’de bulunan DHKP-C örgütüne ait Temel Hak ve Özgürlükler Federasyonunun çıkışında Asuman Akça’yı öldürmemi istediler. İnfaz tek kurşunla gerçekleştirilecekti. Alnından vuracaktım. Bana bir otomobil verilecekti. Otomobilin sahibi milliyetçi kökenli bir kişi olacaktı. Cinayeti işledikten sonra da cesedin üzerine Türk bayrağı atacaktım. Milliyetçilerle, DHKP-C karşı karşıya getirilecekti.”

Hrant Dink cinayeti sanığı Tuncel’in öldürülmesi emri

Plan uygulamaya koyuldu. 7 Temmuz 2007’de İ.Ö’ye bir otomobil verildi. Ancak Ümraniye civarında otomobil bozulunca plan bozuldu, eylem ertelendi.

İ.Ö. ifadesinde Hrant Dink cinayeti sanıklarından yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel’in tutuklu bulunduğu cezaevinde öldürülmesinin de kendisinden istendiğini söyledi. İfadesinde Ali Osman Kahya, Ali Fuat Yılmazer ve Halil Karakuzulu tarafından kendisine bu görev verildiğini ancak kendisinin bunu kabul etmediğini sonrasında da ölümle tehdit edildiğini belirtti.

Erdoğan’ın koruma ekibine FETÖ’cüler sızdı

İddianamede Asuman Akça’nın sahte delillerle gözaltına alınması ve sonrasında cezaevinden çıktıktan sonra vurulması ile başlayan sürece de yer verildi. İddianamedeki bilgilere göre, 13 Şubat 2008’de DHKP-C yönelik düzenlenen operasyonda örgütün o dönem İstanbul askeri kanat sorumlusu Asuman Akça gözaltına alındı.

Hücre evinde yapılan aramalarda flaş bellekler ele geçirildi. 7 numara olarak adlandırılan flaş belleğin içinden çıktığı iddia edilenler ise dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Üsküdar’daki evine ait krokilerdi. Ancak tutanaklara göre hafıza kartının ele geçirilmesinden sonra 20 Şubat 2008’de Bilişim Şube tarafından hafıza kartının imajı alınmış ve sonrasında Terörle Mücadele Şubesine teslim edilmişti.

Polis, henüz içeriğini dahi bilmediği, şifresi dahi kırılmamış USB belleğin içindeki krokileri Asuman Akça’ya sormuştu. İddianamede bilirkişi olarak atanan Tuncay Beşikçi’nin USB flaş bellek üzerinde yaptığı şu çarpıcı değerlendirmeye yer verildi:

“Dosyalar, EGM TEM Şube veya savcılıktan terör örgütüne sızdırılmış olabilir veya 7 No’lu USB Asuman Akçaya ait olmayabilir. Diğer bir ifadeyle flaş bellek emniyet tarafından hazırlanmış olabilir.”

Sonrasında ise soruşturmadaki bilgilerle medyaya, “Başbakan Erdoğan’a suikast timi çökertildi” haberi servis edildi. Bu olayla birlikte Erdoğan’ın koruma ekibi süratle değiştirildi, koruma sayısı arttırıldı. Değişen koruma ekibi FETÖ’cü polislerden oluşuyordu, devam eden süreçte o polisler Başbakanın çalışma ofisine dinleme cihazı yerleştirdi.

FETÖ önce kullandı sonra infaz emri verdi

Tutuklanarak cezaevine gönderilen Asuman Akça, 4 yıl sonra Nisan 2012’de adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Asuman Akça, 24 Ekim 2012’de örgütün hedefi oldu. Selçuk Aymaz adlı bir DHKP-C’li Asuman Akça’yı evinde başından vurdu. Uzun süre komada kalan Asuman Akça hayata tutunmayı başarırken, gözaltına alınan Selçuk Aymaz, Asuman Akça’nın ölüm emrini Gürkan Türkoğlu’ndan aldığını söyledi.

İddianamede, DHKP-C içine sızan bir başka yardımcı istihbarat elemanı Mesut Aykın’ın da ifadesine yer verilerek Erdoğan’ın evine ait krokilerin bulunduğu USB belleğin kendisine FETÖ’cü polisler tarafından verildiğini, kendisinin de Asuman Akça’ya yönelik düzenlenecek operasyondan önce Küçükçekmece’deki bir müzikholde, tanımadığı birine teslim ettiğini söyledi.

Kaynak: Hürriyet

Kategoriler