Anasayfa » ‘Babanız da olsa vurun’ emrini mahkemede inkâr etti
FETÖ'de Bugün

‘Babanız da olsa vurun’ emrini mahkemede inkâr etti

Darbe girişimi sırasında Malatya 2. Ordu Komutanlığında yaşananlarda aktif rol alan ve 15 Temmuz gazisi Enes Gün’ü yaralamaya yönelik eylemde bulunan eski Binbaşı İbrahim Dede örgütün inkâr stratejisini sürdürmeye devam etti.

Darbe girişiminden haberi vardı

İddianameye göre, İbrahim Dede, darbe girişimi sırasında 2. Ordu Komutanlığında darbeye teşebbüs eden diğer sanıklar eski generaller Mustafa Serdar Sevgili ve Zeki Karataş ile albay Bahadır Erdemli ile hareket etti.

Darbe girişiminden önceden haberdar olan ve bu kapsamda çeşitli hazırlıklar yapan Dede, Sevgili, Karataş ve Erdemli’nin talimatlarıyla yanına erleri alarak dönemin 2. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Avni Angun’un konutuna giderek dışarı çıkışını engelledi.

Orduevi nöbetçi heyetine “görevliler hariç nizamiyeden çıkış yasağı” olduğunu bildiren Dede, komuta katı girişine asker mevzilendirdi. 2. Ordu karargahında elinde silahla dolaşan Dede, nizamiye bölgesi ile karargah bölgesinde emniyet görevlilerine ve etrafa silah kullanarak ateş etti.

“Kim geçerse vurun” talimatı

Mahkemedeki savunmasında, darbe girişimini önlemeye yönelik emirleri yerine getirdiğini, emirlerinin ve fiillerinin darbeyi önlemeye yönelik olduğunu öne süren Dede, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Mahkemede sanık olarak savunma yapan erlerin çoğu, kendilerini nizamiyeye ve nöbet kulelerine güvenlik önlemi için eski binbaşı İbrahim Dede’nin yerleştirdiğini ve içeri hiç kimsenin girmemesi yönünde talimatlar verdiğini aktardı.

Onbaşı Ali G, darbe girişimi gecesinde koğuşta yattığını ve silah sesleri üzerine kalktığını kaydetti.

Sabah saatlerine kadar koğuşta kaldıklarını daha sonra ismini bilmediği bir başçavuş tarafından emniyet muhafaza koğuşuna götürüldüklerini anlatan Ali G, isminin “İbrahim Dede” olduğunu öğrendiği bir binbaşı tarafından silahlanmalarının istendiğini ifade etti.

Dede’nin kendilerine “Ordu komutanını almaya geldiler, komutanımızı vermeyeceğiz.” dediğini aktaran Ali G, “Bunun üzerine silahlandık. Doldur boşalta gittik, orada bana şarjör verdiler. Bir süre orada oturduk. Nizamiye dışında bir zırhlı personel taşıyıcının (ZPT) duvara çarptığını gördüm. Bu ZPT’den çıkan bir asker sağa sola doğru ateş ediyordu. Korktum, şahıs ZPT’den dışarı atladı ve ateş etmeye devam etti. Bu sırada Bibnaşı İbrahim Dede de bana 5-10 metre gibi bir mesafedeydi.” ifadelerini kullandı.

“İbrahim Dede binbaşı bize ‘Dışarından polis, jandarma, sivil, tel örgüden kim geçerse vurun.’ emri verdi.” diyen Ali G, şunları anlattı:

“Hem dışarıdan hem içeriden silah sesleri geliyordu. Karargah civarından da silah sesleri geliyordu. Yine İbrahim Dede yanımızdaydı. Sesler yoğunlaşınca ben sürünerek birliğe doğru ilerledim. Yanımda er arkadaşlarımız ile Binbaşı İbrahim Dede vardı. Kapalı kapıyı kırarak karargah binasına girdik. Orada Serdar Paşa ve Zeki Paşa ile karşılaştık, ellerinde silah vardı. Binbaşı İbrahim Dede ile aralarında bir konuşma geçti. Binbaşı, bizi ‘bu kata yerleştireceğini söyleyerek, ‘kim gelirse vurun.’ emri verdi. Oraya doğru gelen ya da ateş olan olmadı. Biz de kimseye ateş etmedik.”

Babanız olsun, kim girerse girsin vurun

Er Ömer Faruk H. ise darbe girişimi sırasında koğuşa doğru ilerlerken ismini bilmediği bir erin bomba yüklü bir aracın kışlaya saldıracağını söylediğini ifade etti.

O gün saat 07.30’a kadar ani müdahale mangasında hazır beklediklerini anlatan Ömer Faruk H, “İbrahim Dede, tel örgülerden asker, polis, sivil, halk hatta babanız olsun, kim girerse girsin vurun’ şeklinde emir verdi. Otoparkın ilerisindeki yolda mevzilenmiştim. Kışla dışından içeriye bir tank girdi. Bu sırada çatışma sesleri yükseldi. İbrahim Dede bize ‘Ordu Komutanını almaya gelecekler, ölsek de Ordu Komutanımızı teslim etmeyeceğiz’ dedi. Ben tankın önüne doğru bir el ateş ettim. Bize ‘dışarıdan kim gelirse gelsin ateş edin’ dendiği için ateş et emrini beklemedim. Aksi yönde emir alsaydım ateş etmezdim.” ifadesini kullandı.

Vatandaşın nasıl vurulduğunu bilmiyorum

Güvenlik kuvvetlerine ateş ettiği iddialarını kabul etmeyen Dede, şunları anlattı:

“Ordu komutanının verdiği emir ve talimatları yerine getirdim. 1980 askeri darbesine benzetmeye çalışma gibi bir niyetim yoktur. Vatandaşın hangi sırada yaralandığını bilmiyorum. Aracın üzerinde birçok vatandaş vardı. Demirlere tırmanıp kışlaya girmek isteyenler de vardı. Bağırıp, çağırıp küfrediyorlardı. Havaya ateş ettik. ZPT’nin gelmesiyle çatışma yoğunlaştı. Yarbay Ahmet Üçbudak yaralandı. Söz konusu vatandaşın nasıl vurulduğunu bilmiyorum.”

“Kışlamı korudum” savunması

Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un Bahadır Erdemli’yi tanıyıp tanımadığını sorması üzerine Dede, tanımadığını iddia etti.

Hiç tanımadığı bir kişiye darbe girişimi sırasında olağanüstü görevlerin verilme nedeninin sorulması üzerine ise Dede, “Darbe teşebbüsü gecesi seni çağırıp ordu komutanının emriyle veriliyor. Ben öyle düşündüm. Yeni katılmış bir personelsiniz. Olağanüstü bir durum var.” diye cevap verdi.

Dede, Koç’un sorusu üzerine, Avni Angun’un konutundan çıkarılmaması emrini Bahadır Erdemli’nin verdiğini savundu.

Emir komuta zincirinde bir albayın tümgeneral için böyle bir emir vermesinin ne kadar doğru olduğunun sorulması üzerine Dede, “Olağanüstü bir durum olduğu için düşünemedim. Ordu komutanının emri, konuttan çıkmayacaksın’ dedim.” şeklinde cevap verdi.

Birçok asker, senin ‘içeriye giren olursa vurun.’ emrini verdiğini söylüyor, böyle bir emir verdin mi?” sorusuna Dede, “Hayır vermedim. Emir geldi, kışlamı korudum.” savunmasını yaptı.

Kaynak: AA

Kategoriler