15 Temmuz 2016 tarihli darbe teşebbüsü sonrasında FETÖ’cü Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast girişimini PKK’ya önceden haber verdiği iddiası, FETÖ ile PKK arasındaki bağa dair soruları yeniden gündeme taşıdı. FETÖ ve PKK arasında hem organik hem de çıkarsal bir çok bağ ve ortak ağ mevcut.
Emniyet, yargı ve silahlı kuvvetler içindeki unsurlarından yararlanarak, PKK’ya istihbarat desteği veren FETÖ, devletin PKK içindeki muhbirlerinin infaz edilmesine neden olmuştur. Öte yandan Türkiye’nin terör sorunundan kurtulmak için attığı adımların karşısında olan FETÖ, PKK’nın silah bırakma sürecinden rahatsız olmuştur. FETÖ bu süreçte MİT’i hedef almış, Kürtlere yönelik ırkçı bir anlayış ortaya koymuştur.
Fethullah Gülen’in ırkçılığa varan bir Kürt düşmanlığı beslediğini, gerek söylemlerinde gerekse örgütünün icraatlarında görmek mümkün. FETÖ liderinin Kürt düşmanlığı, Kürt olduğu için Said-i Nursi’den uzak durduğunu dile getirmeye kadar varmıştır. FETÖ lideri Fethullah Gülen’in, sadece bir Kürt olduğu için Said Nursî’yi ziyarete gitmediğini dile getirdiği de bilinmektedir. Özellikle son dönemlerde FETÖ liderinin Risale-i Nur’da tahrifat yapmak suretiyle, Said-i Nursi’nin kendisini Kürt olarak tanımladığı bölümler çıkarması da oldukça tepki toplamıştır. Samanyolu TV’de yayınlanan Tek Türkiye ve Şefkat Tepe gibi dizilerin adeta Kürtleri hedef alan birer propaganda girişimlerine dönüşmesi, FETÖ’nün Kürtlük olgusuna ilişkin alerjisi olduğunun bir diğer göstergesidir. FETÖ’nün çözüm sürecine karşı yürüttüğü yazılı ve görsel karşı-propaganda çalışmaları da bu dönemde hafızlarda yer etmiştir. FETÖ, Zaman gazetesi ve STV aracılığıyla kamuoyunun çözüm sürecine verdiği desteği bozmaya gayret etmiştir. Tüm bunlar FETÖ’nün Kürt düşmanlığını açığa çıkaran hamleler olarak değerlendirilmiştir. Hükümet tarafından başlatılan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ne ve devamı niteliğinde olan çözüm sürecine karşı FETÖ’nün agresif bir refleks gösterdiği dönemde başlayan KCK operasyonları ile çok sayıda Kürt siyasetçi tutuklanmıştır. Bir yandan KCK davaları sürerken, diğer yandan demokratik açılım kapsamında hükümet tarafından reformlar yapılmıştır. Yine bu süreçte, bu kez MİT ile KCK arasında yapıldığı iddia edilen ‘Oslo Görüşmeleri’nin ses kaydının sızdırılması da önemli bir dönüm noktası olmuştur. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle meslekten ihraç edilen, tutuklanan ve gözaltına alınan hakim ve savcıların KCK davalarına baktığı ortaya çıkmıştır. Oslo görüşmelerinin sızdırılmasında ise, gerek devlet gerekse KCK heyeti, FETÖ üyesi polisleri işaret etmiştir. FETÖ’nün toplum mühendisliği inşa etme arzusu, Türkiye’nin terör sorunu çözebilmesine engel olmuştur. Değişen konjonktürle beraber, özellikle gezi olayları ve 17 Aralık darbe girişimiyle birlikte, FETÖ uzun süredir izlediği stratejiden vazgeçmiş ve PKK ile temas kurmaya başlamıştır.
PKK Elebaşı Öcalan’dan, FETÖ Elebaşı Gülen’e Selam
Öcalan ile İmralı’da görüşen Sırrı Süreyya Önder şu açıkamaları yaptı: “Öcalan, Fethullah Gülen’e selamlarını gönderdi. ‘Bütün Ortadoğu’daki demokratik bir siyaset ve barış için birlikte çalışabiliriz, Muhterem Fethullah Gülen’e selamlarımı söyleyin. Onu en iyi anlayan benim’ dedi.”
FETÖ’den Muhbir İhaneti
Fethullahçı Terör Örgütü 16 Eylül 2015 tarihinde CHP’li İlhan Cihaner’in yargılandığı Ergenekon davasında PKK’ya karşı istihbarat toplayan 329 jandarma muhbirini deşifre etti. CHP’li İlhan Cihaner’in yargılandığı Ergenekon dosyasına giren belgeler aracılığıyla, terör örgütü PKK’ya karşı mücadelede etkin olan haber elemanları deşifre edildi. Jandarma muhbiri 329 kişinin isim, adres ve telefon bilgilerinin dosyaya konulması da yargıya taşındı. Zirve Yayınevi davası sanıklarından Abuzer Yıldırım’ın avukatlığını yapan Mert Eryılmaz FETÖ’nün askeri istihbaratı deşifre edip, devletin terörle mücadelede zafiyete uğramasına neden olduğunu belirterek, savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Kuzey Irak’ta PKK – FETÖ Buluşması ve MİT Muhbirlerinin PKK’ya Verilmesi
PKK ile FETÖ, Ocak ve Ekim 2014’te Kuzey Irak’ta gizlice görüşüp Türkiye’ye karşı ittifak kararı aldı. FETÖ, polis ve MİT’in PKK muhbirlerinin listesini örgüte verdi. Örgüt de bu isimleri infaz etti. PKK ve KCK’nın üst düzey yöneticileri Cemal kod adlı Murat Karayılan ile Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin, ocak ve ekim 2014’te 3 kez PDY’nin Kuzey Irak İmamı Talip Büyük ile FETÖ’nün eğitim ve medya sektöründeki yöneticileri Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul’la görüştü. Görüşmelerden ilki 10-12 Ocak 2014 arasında Irak Metina’da, ikinci ve üçüncü görüşmeler ise 28 Ekim 2014 ve 31 Ekim 2014’te Metina’daki Rel Karargâhı’nda gerçekleşti.
Görüşmeler FETÖ’nün kontrolündeki Erbil Işık Üniversitesi’nde görevli Gülen örgütü üyelerinin aracılığıyla gerçekleştirildi. İhanet anlaşmasının öncesinde yapılan başlangıç temaslarını üniversite rektör yardımcısı Mehmet Özdemir ile genel sekreter Taşan Deniz yaptı. Nihai anlaşma ise Kuzey Irak İmamı Talip Büyük, Yeşilırmak Dershaneleri Genel Müdürü- Güven-Der Yönetim Kurulu eski üyesi Cemal Bulut ve Zaman Gazetesi’nden Doğan Ertuğrul’un PKK yöneticileriyle yaptığı görüşmede yapıldı. Talip Büyük, Cemal Bulut ve Doğan Ertuğrul’un PKK yöneticileriyle görüştükleri tarihlerde Kuzey Irak’ta oldukları, gümrük çıkış kayıtlarıyla da teyit edildi. Bu görüşmelerde PDY (FETÖ) heyetinin bir numaralı yöneticisi Talip Büyük, mayıs 2005’te Irak’ın Erbil ve Süleymaniye’deki Gülen okullarının genel müdürlüğüne atanmış bir isim. Büyük’ün asıl görevi Kuzey Irak imamlığı. Doğan Ertuğrul ise 1990’lı yıllarda Zaman’ın Sofya muhabirliğini yaptı, mart 2015’ten beri de Zaman gazetesinde yönetici. Devletin istihbarat birimlerinin tespit ettiği PDY-PKK görüşmelerinde FETÖ yöneticileri, Emniyet ve MİT’in, PKK içindeki Yardımcı İstihbarat Elemanları’nın isim listesini terör örgütü yöneticilerine verdi.
FETÖ bununla da yetinmedi, muhbirlerin devlete çalıştığına PKK yöneticilerini inandırmak için kanıtlar da sundu. Bu kapsamda haber kaynaklarıyla yapılan görüşmelere dair fotoğraf ve belgeler, telefon görüşmelerinin ses kayıtları, istihbarat jargonunda F-3 ve F-4 raporları olarak bilinen haber raporları PKK’ya teslim edildi. FETÖ böylece ihanetini belgeli şekilde gerçekleştirmiş oldu. Sızdırılan bu bilgiler doğrultusunda da, devletin PKK-KCK muhbirleri örgüt tarafından infaz edildi.
Paris Suikastında FETÖ Şüphesi
Paris’te üç Kürt kadın siyasetçinin katledilmesi emrini veren kişi olarak geçen MİT elemanı Haluk Özcan hakkında başka birinin öldürülmesiyle ilgili yapılan şikayet sonucunda ‘FETÖ ile irtibatı bulunduğu’ gerekçesiyle soruşturma başlatıldı.
FETÖ Evlerinde Kalan PKK’lı
Mersin ve Adana’da bombalı eylem planladığı belirlenen, Denizli’de, FETÖ/PDY ait evde yakalanan PKK’lı terörist 1 Mayıs 2016 tarihinde tutuklandı. MİT Bölge Başkanlığı koordinesinde yürütülen istihbari çalışmalarda, terör örgütü PKK/KCK mensubu D.K’nın Denizli’de FETÖ/PDY içinde yer alan E.A., T. P. ve A.K. isimli şahısların barındığı “Işık Evi”nde kaldığının belirlendiği ifade edilen açıklamada, 23 Nisan Cumartesi düzenlenen operasyonda söz konusu evde yakalanan D.K. ile örgüt mensubunu barındıran E. A., T. P. ve A.K’nın gözaltına alınarak Denizli’den kente getirildiği aktarıldı. Açıklamada, terör örgütü PKK/KCK mensubu D.K. ile FETÖ mensupları E.A, T.P. ve A.K’nin adli makamlar gözetimindeki yüzleştirmede emniyet birimlerinin yaptıkları çalışmayı doğrulayıcı ve teyit edici nitelikte ifadelerde bulunduğu vurgulandı.
MİT Kuryesine FETÖ Kumpası
Diyarbakır’da yasadışı dinleme yapan FETÖ’cü polisler, MİT’in çok gizli bombacı operasyonunun önünü kesti. Polislerin zamansız baskınıyla, PKK içine sızan MİT’in haber elemanı tutuklandı, eylem için şehre gelen bombacı ise sırra kadem bastı. FETÖ’cüler, MİT’in, “Bizim elemanımız” demesine rağmen, MİT elemanı kadının kimliğini deşifre edebilmek için ısrarla resmi yazı da talep etti. Güvenlik gerekçesiyle bu yazı gönderilemeyince, MİT elemanı 7 buçuk yıl hapis cezası aldı. FETÖ mensubu polis ve yargı mensuplarının, Diyarbakır’da MİT’in operasyonlarını baltalayıp, MİT’in hedefindeki teröristlerin kaçmasına zemin hazırladığı ortaya çıktı.
Dicle’de FETÖ – PKK El Ele
Son yıllardaki çeşitli uygulamalarıyla ‘FETÖ’nün Kandil’i olarak nitelendirilen Dicle Üniversitesi Rektörlük seçimlerinde 7 öğretim görevlisi adaylığını açıkladı. Prof.Dr. Ahmet Keleş dışındaki 6 isim FETÖ-PKK’nın desteklediği adaylardan oluşuyor. Oyları bölmek için kripto isimleri öne çıkaran bloğun amacı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın onayına sunulacak 3 kişinin de kendi adayları olması. Toplamda 840 kişilik oyun yaklaşık 550-600’ü FETÖ’ye yakınlığı ile bilinen kişilere ait. Geriye kalan yaklaşık 250-300 civarındaki oy üzerinde ise adeta şeytani planlar devreye sokuldu. FETÖ kendi dışındaki yaklaşık 300 kişinin oyunu bir kaç parçaya bölerek, bu gruptan ilk altıya herhangi bir adayın girmesini engellemek istiyor.
FETÖ’den PKK’ya Gizli Mesaj
Amerikan CNN’e röportaj veren örgütün lideri Fethullah Gülen’in hemen yanında bulunan tablo dikkatlerden kaçmadı. Gülen’in yanında; Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümünden sonra terör örgütü PKK için bir sembol haline gelen 4 Ayaklı Minare’nin tablosu yer aldı. Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin önünde öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare, Sur’da yoğun çatışmaların yaşandığı alanlardan biriydi. Elçi, Diyarbakır’da çatışmaların kent merkezine yayılması üzerinde Suriçi’nde bulunan Dört Ayaklı Minare’nin korunması için basın açıklaması yapmıştı. Ancak Elçi, tarihi mirasın korunmasın istediği sırada yaşanan olaylarda öldürüldü. Tahir Elçi’nin ölümün ardından Sur’da 2 Aralık’ta sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş akabinde yoğun çatışmalar başlamıştı. FETÖ liderinin CNN’e verdiği röportajda bu tabloyu kullanması, PKK’ya yönelik bir mesaj olarak yorumlandı.
Hava Harekatlarını Önceden PKK’ya Bildirmişler!
Marmaris’te Erdoğan’a suikast planlayan ekibin başındaki FETÖ’cü Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş’in, PKK’nın üst kadrosuyla da iş birliği içerisinde olduğu öğrenildi. Güvenlik kaynaklarının açıklamaları, PKK’nın önemli liderleri ve yönetim kadrosunun TSK’nın ve MİT’in ortaklaşa yaptığı baskınlardan ve hava taarruzlarından her seferinde nasıl kurtulduğunu ortaya çıkardı.
Bir istihbarat yetkilisi hainlikte yapılan işbirliğini şu sözlerle anlattı: “Geriye dönük baktığımda olup bitenleri ancak şimdi anlamlandırabiliyorum. İstihbarat kurumlarımız PKK’nın üst yönetim kadrosundaki hainleri son 2 yıldır çok yakından takip ediyor. Bunların toplandıkları anda imhası için bir harekât planlıyoruz, fakat her seferinde bombalamadan yarım saat ya da 1 saat önce bölgeden uzaklaşarak kurtuluyorlar. Defalarca kurtuldular. Bu bir tesadüf olamazdı. Sonra karar verdik. Bu bilgiyi sadece Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı bilsin, pilot da yoldayken öğrensin. Hedefleri bu şekilde etkisiz hale getirme kararı aldık. Fakat yine başarılı olamadık. Yine bir şekilde haber aldılar ve bombalardan 10 -15 dakika ile kurtuldular. Şimdi anlıyoruz ki bu uçaklara istihbaratın verdiği hedefi işaretleyen, o noktayı pilotlara bildiren general maalesef FETÖ’cü çıktı. O general kim biliyor musunuz? O general Marmaris’te Sayın Cumhurbaşkanımıza suikast planlayan ekibin başındaki Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş.”
2 Polisin Şehit Edilmesinde FETÖ Kuşkusu
Şanlıurfa’nın Ceylanpınar İlçesi’nde 22 Temmuz 2015’te, polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar evlerinde başlarından vurularak şehit edildi. Çözüm sürecini bitiren “suikast” olarak anılan 2 polisin evinde öldürülmesine ilişkin cinayetin ardından operasyon başlatan polis, ertesi gün taziyeden dönen 5 kişinin içinde olduğu bir aracı durdurdu. Polis, araçta haciz olduğunu belirterek içindekileri sorgu için bekletmeye başladı. Telsizle yapılan sorgunun uzaması üzerine araçta bulunanlar kendi istekleriyle emniyete gitti. İşlemler sürerken 5 kişi emniyetin bahçesinde beklemeye başladı. Haciz işlemi için emniyete götürülen 5 kişi, 2 polisin şehit edilmesiyle ilgili soruşturmaya dahil edildi. İddiaya göre polise gelen bir ihbar telefonunda, araçta bulunanların isimleri verilerek, polisleri öldürdükleri söyleniyordu. Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen grup, sorguya alındı. Polislerin öldürüldüğü evin kapısını, babası çilingir olan M.N.Y.’nin açtığı öne sürüldü. Ancak M.N.Y’nin babasının çilingir olmadığı ortaya çıktı. Davayla ilgili gözaltına alınan 9 şüpheliden 7’si tutuklandı. Dosyaya da gizlilik kararı konuldu. Sanıklar hakkında tutuklama kararı veren Hâkim Nurettin Bulut, darbe girişimi sonrası FETÖ soruşturmasında tutuklandı. Savcı Mehmet Kıvanç Kılsızoğlu’nun Ceylanpınar soruşturmasını tamamlamasının ardından hâkim olarak atandığı Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Merkezi’nde de yine FETÖ soruşturması kapsamında arama yapıldı.
Sanıklardan Sedat Aydın’ın avukatı Hüseyin Akay, davaya delil olan HTS kayıtlarının savcının talimatıyla yok edildiğini iddia ederek, şunları söyledi: “Savcı birçok delili görmezden gelmiş, HTS verilerini ve kopyalarını imha ettirmiş. Tutuklamayı yapan hâkimlerden birinin tutuklanması, sansasyon yaratacak bir durum. FETÖ ilgisi olabilir de olmayabilir de. İhbarı yapan ankesörlü telefondaki kişiler araştırılmadı. Özel bir numaradan arayan biri var, onu bulduk. Savcı bunları araştırmamış, ifadelerine başvurmamış.”
PKK’lıların Evinde 1’er Dolar Çıktı
Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan ihbarlarda, aralarında öğretmen ve sağlık çalışanlarının da bulunduğu bazı kişilerin PKK propagandası yaptıkları belirtilince soruşturma başlatıldı. Yapılan operasyonda bazı şüphelilerin üzerlerinde ve evlerinde 1 dolar bulundu. Soruşturma FETÖ- PKK bağlantısının ortaya çıkarılması için derinleştirildi.
Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan konuyla ilgili şu açıklama yapıldı: “Başlatılan soruşturma kapsamında 30 kişi hakkında arama, el koyma ve gözaltına alma kararı verildiği, bugün itibariyle 23 kişinin gözaltına alındığı anlaşılmıştır. Türkiye genelinde yapılan FETÖ/PDY soruşturmalarının bir kısmında 1 ABD doları çıktığı bilinmektedir. Bu soruşturma kapsamında PKK propagandası yapma suçundan hakkında işlem yapılan bazı şüpheliler de 1 ABD dolarının çıkması üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığımızca her iki örgüt arasındaki bağlantılarının tespiti için soruşturma derinleştirilerek titizlikle devam etmektedir. Şüpheliler hakkında TCK’nın 309 ve 314 maddeleri ile 3713 sayılı yasa hükümlerince işlemler yapılmaktadır. Gelişmeler ayrıca kamuoyu ile paylaşılacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
Askerleri Bile Bile Ölüme Götüren FETÖ’cü
FETÖ’cü Tuğgeneral Ali Osman Gürcan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanmıştı. Ali Osman Gürcan’ın Şırnak Tugay Komutanlığı görevini yürüttüğü sırada yaptığı hainlikler ortaya çıkmaya başladı. FETÖ’cü hainin, emniyetin risk haritasında ‘el yapımı patlayıcı’ bulunduğunu belirttiği binaya 17 askeri soktuğu öğrenildi. 15 Nisan 2016 tarihinde, darbeden 4 ay önce askerleri bile bile ölüme gönderen Ali Osman Gürcan ile emniyet personeli arasında sert tartışma yaşandı.
PKK’lı ByLock Kullanıyor
Muş Valisi Seddar Yavuz, tutuklanan bir PKK’lının ByLock uygulamasını kullandığını sosyal medya hesabında açıkladı.
PKK’lı terörist Özcan A. Batman’da yakalandı. Çok sayıda terör saldırısıyla bağlantısı olan Özcan A., Muş’ta sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Özcan A.’nın telefonunda yapılan kontrolde, ‘ByLock’ isimli FETÖ’nün kripto iletişim uygulaması çıktı.
Kaynaklar:
Hürriyet – PKK Elebaşı Öcalan’dan FETÖ Elebaşı Gülen’e Selam
Haber7 – Muhbir ihaneti: 329 jandarma muhbiri deşifre oldu
Sabah – PKK-FETÖ ihanet ortaklığı
Sendika – Paris suikastinde ’emri veren’ MİT elemanına ‘FETÖ’ soruşturması
Haber10 – MİT kuryesine FETÖ kumpası!
Takvim – FETÖ’den PKK’ya Gizli Mesaj
Habertürk – Hava Harekatlarını Önceden PKK’ya Bildirmişler
Habertürk – 2 Polisin Şehit Edilmesinde FETÖ Kuşkusu
DHA – PKK’lıların Evinde 1’er Dolar Çıktı
Akşam – 3’lü Hain Çetesinden ‘Aciz’lik Oyunu