Anasayfa » FETÖ’nün cezaevi yapılanmasına ilişkin iddianamenin detayları belli oldu
FETÖ'de Bugün

FETÖ’nün cezaevi yapılanmasına ilişkin iddianamenin detayları belli oldu

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) ceza infaz kurumlarındaki yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 45’i tutuklu 49 şüpheli hakkında, ”silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan, onbeşer yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, cezaevleri izleme kurullarında görevli bulunan ve asıl mesleklerinin öğretmenlik olduğu tespit edilen bazı şüphelilerin, aynı zamanda örgütün cezaevlerindeki yapılanmasının ara “ağabey/imam”ları oldukları, bu şüphelilerin kurumlardan edindikleri bilgileri örgütün üst kadrolarına ilettiklerinin tespit edildiği belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zafer Koç’un koordinesinde FETÖ’nün ceza infaz kurumlarındaki yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturmada, savcı Yakup Ali Kahveci tarafından hazırlanan 109 sayfalık iddianamenin detayları ortaya çıktı.

İddianamede, şüphelilerden 3’ünün ceza infaz kurumu ikinci müdürü, 39 şüphelinin cezaevi memuru, 4 şüphelinin ise sosyolog, psikolog ve öğretmen olarak görev yaptığı belirtilen iddianamede, şüphelilerden birinin etkin pişmanlık hükümleri nedeniyle, diğer 3 şüphelinin ise şahsi durumlarından dolayı tutuksuz olarak tanzim edildiği kaydedildi.

Şüpheli 43 kişinin örgütün şifreli haberleşme programı ”ByLock” kullanıcısı olduğu ifade edilen iddianamede, FETÖ’nün yapısı ve eylemleri ile örgütün ceza infaz kurumlarındaki yapılanmasına yönelik bilgilere de yer verildi.

İddianamede, yüksek yargı organları ve HSYK gibi üst birimlerde örgütlenen ve üyesi olan her hakim-savcı açısından özel planlama ile mahrem bir yapı oluşturan FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün, adliye, ceza ve infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan kamu görevlileri arasında örgütlenmemiş olmasının düşünülemeyeceği aktarılarak, şöyle devam edildi:

”Sindirme, baskı oluşturma, toplumsal algı yönetimi ile örgütsel amaçlara hizmet eden yargı teşkilatındaki yapının tamamlayıcısı olan adliye ve ceza infaz kurumları yapılanması da FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yargı teşkilatı içerisindeki yapılanmasına dahildir. Bu husus, iş bu soruşturma evrakına yansıyan bir kısım şüphelilerin, beyanlarında da bahsi geçen adliye personeli ve hakim-savcı sınıfından olan mahrem grubun zaman zaman örgüte dair çeşitli etkinliklerde bir arada bulunmalarından ve mahrem örgüt mensuplarının örgütle çok sınırlı iletişim halinde olmalarına rağmen örgüte dair konularda, adliye ve ceza infaz kurumu personeliyle doğrudan iletişime geçmeleri yönündeki tespitlerden anlaşılmaktadır.”

”Proje davalarda hakimiyet sağlamak için…”

İddianamede, örgütün kendisi açısından güvenilir olarak tespit ettiği 5A, 5, 4A ve 4 puan verdiği kişilerin, örgütün yapı olarak güçlü olduğu veya eleman ihtiyacının ivedilik arz ettiği Adalet Komisyonu Başkanlıklarına yönlendirildiği ve buralardan öncelikle kamu görevine dahil edilerek örgüt içerisine sokuldukları, bahsi geçen bu gruptaki şahısların değerlendirilmelerinin sonrasında, kadro kalması halinde daha düşük puanlı şahısların kamu görevlerine dahil edilmeye çalışıldığının tespit edildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

”Örgüt, adliye ve ceza infaz kurumlarında çalışan personeli, öncelikle içlerinden eleman devşirmek ve gelir elde etme maksadıyla kullanmıştır. FETÖ/PDY silahlı terör örgütü, ışık evlerinde, okullarda veya dershanelerindeki tedrisatından geçmiş kişileri iş sahibi yapma ve ilerleyen dönemde lüzum olduğu halde kullanmak maksadıyla, mahrem gruba dahil olan hakim-savcıların, işe alım mülakatlarında uyguladıkları taraflı değerlendirmeler ile kamu görevlisi yapmış, sonrasında ise bu personeli örgüt amaç ve ilkeleri doğrultusunda yönlendirmiştir. Örgüt özellikle üretmiş olduğu proje davalardaki hakimiyetini sağlamlaştırmak ve bu kapsamda da adliyeler ve ceza infaz kurumlarındaki hakimiyetini ve etki alanını tesadüflere bırakmamak amacıyla kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz davaları olarak bilinen soruşturmalar sonrası başlayan süreçte, yani 2006 yılı sonrasındaki kadrolaşmasını adliyeler ve ceza infaz kurumlarında en üst seviyelere çıkarmıştır.”

”Şüpheli, cezaevi müdürleri ByLock’çu”

Cezaevleri izleme kurullarında görevli bulunan ve asıl mesleklerinin öğretmenlik olduğu belirtilen şüphelilerin aynı zamanda örgütün cezaevlerindeki yapılanmasının ara “ağabey/imam”ları oldukları, söz konusu şüphelilerin bu kurumlardan edindikleri bilgileri örgütün üst kadrolarına ilettikleri iddianamede yer aldı.

İddianamede, tutuklu bulunan cezaevi 2. müdürleri Hasan Topaloğlu, Abdullah Çoban, Murat Küçük’ün, 15 Temmuz darbe girişimine kadar yoğun bir şekilde “ByLock” kullanıcısı olduğu tespitine yer verildi.

İddianamede, şüphelilerin alınan savunmalarında üzerlerine atılı suçlamaları inkar etmelerinin ise terör örgütünün “nasıl ifade vermeliyiz?” konulu talimatı doğrultusunda olduğu görüşüne yer verildi. Yine iddianamede bazı gizli tanıkların ifadelerinde örgütün cezaevi yapılanmasında yer alan bazı şüphelilerin “sohbetler”de 15 Temmuz darbe girişimi öncesi darbe olacağı yönünde bilgiler paylaştıklarını söyledikleri belirtildi.

Kaynak: AA

Kategoriler