Anasayfa » Casusluk ile görevli mahrem imam itiraf etti
FETÖ'de Bugün

Casusluk ile görevli mahrem imam itiraf etti

Casusluk için askeri ataşelere kanca atmışlar

Casusluk, Fetullahçı Terör Örgütünün en büyük ihanetlerinden biri. Daha önce Kozmik Oda ve yurt dışına gönderdikleri askeri ataşeler ile yaptığı ihanet ortaya çıkan FETÖ’nün Türkiye’de görev yapan yabancı askeri ataşelere de kanca attığı ortaya çıktı. Fethullahçı Terör Örgütü her geçen gün kendi içinde çatırdamaya devam ediyor. FETÖ/PDY mensuplarının dili çözülüyor. Örgütün yabancı ülkelerin askeri ataşelerinden sorumlu mahrem imamı itirafçı oldu. 15 Temmuz Darbe girişiminden bir gün sonra görev yaptığı Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişliğinden açığa alınan, 2 buçuk ay sonra da ihraç edilen F.A. uzun yıllardır firari olarak aranıyordu. Üzerinde sahte kimlikle yakalanıp tutuklanan F.A., bulunduğu cezaevinden avukatı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak “konuşmaya” karar verdi. F.A., FETÖ’ye dahil olduğu ilk yıllardan yakalandığı güne kadar görev aldığı örgüt içi faaliyetleri itiraf etti ve tanıdığı isimleri tek tek açıkladı. F.A.’nın örgüte ait dershanelerin broşürlerini dağıtmaktan, yabancı ülkelerin askeri ataşelerinden sorumlu imamı olmasına kadar uzanan kirli yolculuğu kendi itiraflarıyla açığa çıkıyor.

FETÖ’yle tanışma hikayesi

1988 yılında Sivas’ta lise öğrenimi için gittiği dershanede FETÖ ile tanışan F.A. sonrasında İstanbul’da yer alan Fatih Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazandı. İstanbul’da önce Büyükçekmece’de, daha sonra 2001 yılında Çatalca’da örgüte ait evlerde kalarak burada bulunan öğrencilere “abilik” yaptı. F.A.’ya daha sonra FETÖ tarafından Çatalca’da bulunan bir lisenin sorumluluğu verildi. Burada çeşitli faaliyetler düzenleyen F.A. broşürler dağıtarak öğrencileri Ana Fen ve FEM dershanesine çekmeye çalıştı.  Özer isimli bir şahıstan aldığı talimatla, kontrolünde olan lisedeki bazı öğrencileri askeri okula gitmeleri yönünde ikna etmeye çalıştı ve 3 öğrenciye ders verdi. Daha sonra örgüt tarafından Beylikdüzü’ndeki bir eve yerleştirildi. Ardından sözde Bölge Talebe Mesullüğü’ne geçen F.A., kaldığı evde sorumlu olduğu öğrencilere örgüt elebaşının videolarını izlettiğini, kitaplar okuttuğunu ve özellikle zeki olan öğrencilere daha fazla çaba harcadıklarını itiraf etti.

Büyük Bölge Talebe Mesulü yapılanması

F.A., Büyük Bölge Talebe Mesulü (BBTM) olarak görev yaparken, kendisine bağlı 32 ev bulunduğunu belirtti. İtirafçı, 2005-2007 yılları arasında İstanbul’un Avcılar ilçesi örgüt içinde “eyalet” olarak sınıflandırıldığını, Beylikdüzü’nün buranın bir alt bölümü sayıldığını ve Büyük Bölge Talebe Mesulü şeklinde faaliyet yürüttüğünü anlattı. Ayrıca F.A. 2008 yılında, Beylikdüzü ve Suriçi bölgesinde “Bölge İlköğretim Mesulü” olarak görev yaptığını ifade ederek, üniversiteyi kazanan öğrencilere örgütteki konumlarına göre 1 ile 5 arası not vererek fişlediklerini ve yüksek not alanları örgütün talebe evlerine aldıklarını söyledi. Örgüt mensuplarından asker ve polislerle ilgilenenlerin de isimlerini tek tek açıkladı.

“Fethi” kod adı verildi

F.A., BBTM olarak faaliyet yürüttüğü süreçte Yusuf kod adlı B.K. isimli başka bir örgüt mensubunun kendisine takma isim verdiğini söyledi. Fethi ismini alan F.A., bundan sonraki süreçte bu ismi benimsediğini söyleyerek, örgüt içerisinde yer aldığı tüm görevlerinde bu kod adını kullandığını ifade etti.

MİT’e girmeye çalıştı

MİT’e girmek için sınavlara hazırlandığını belirten F.A., yazılı sınavları geçtiğini ancak mülakatları geçemediğini belirterek şunları ifade etti:

“Yakın arkadaşım ve mezun mesulü görevini yürüten M.V., Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) başvurmamı önerdi. Fatih Üniversitesi mezunu olduğum için beni kabul etmeyeceklerini söylediysem de bana ‘Sıkıntı yok biz sana yardımcı olacağız sen başvurunu yap ve bizimle bir süre tüm irtibatını kes.’ dedi. Teklifi kabul ettim, örgütle bağlantımın tespit edilememesi için Bahçelievler’de bir ev tuttum ve bu dönemde örgüt içerisindeki şahıslarla elimden geldiği kadarıyla görüşmemeye çalıştım. Bu sırada diğer kurumların sınavlarına da hazırlanıyordum. MİT’in yazılı sınavını geçtim, aradan iki ay kadar geçtikten sonra güvenlik formu doldurduk, 2011 yılı Ağustos ayında uygulama sınavına girdim, uygulamalı eğitimden geçemedim ve başarısız sayıldım. Bu arada uygulama sınavının akşamında M.V. beni RTÜK’te çalışan ve MİT mahrem imamı olan bir şahısla tanıştırdı. Bu şahıs bana ‘Bilgilerini aldım, elimizden geleni yapacağız. Sınavın nasıldı?’ gibi sorular sordu. Sonra Ankara’da başka bir eve gittik. Buradaki kişi MİT sınavıyla ilgili sorular sordu, ona CV’mi verdim, ancak yine de sınavdan geçemedim.”

Devletin birçok kurumunda şansını denedi

F.A. MİT’in mülakatlarını kazanamayınca örgüt tarafından devletin başka kurumlarına girmesi için yönlendirildiğini itiraf etti. 2011 yılında Aralık ayındaki kaymakamlık sınavlarına girdikten sonra bu sınav ile Sayıştay Denetçiliği’nin yazılı sınavını kazandığını ancak yine mülakatlarda başarılı olamadığını söyledi. Devletin birçok kurumunda şansını deneyen F.A. son olarak girdiği Gençlik ve Spor Bakanlığı müfettişlik sınavını kazandıktan sonra burada memuriyete başladı. Burada Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan sorumlu örgüt mensubu İlhan isimli bir şahısla tanıştığını ifade eden F.A., bu şahsın aynı zamanda Deniz Harp Akademisi’nde örgüt adına müdürlük yaptığını ifade etti.

TUS sınavı soruları itirafı

F.A. itiraflarının devamında:

“2014 Ağustos ayında örgüt üst yönetimi bir karar alarak benim gibi kamu kurumunda aktif olan kamu memurları yerine kurumlarda memur olmayan farklı kişilerin bu görevleri yapması yönünde karar aldı ve yerime başkasını görevlendirdi. Çalışma evlerinden ayrıldıktan sonra bir süre bana herhangi bir görev verilmedi. Ben de süre zarfında M.V. ile takılıyordum, M.V. de akademisyenlerden sorumluydu. Çukurambar semtinde sorumlu olduğu 7 evde doktorlar kalıyordu ve bunları askeri hastanelere daha çok GATA’ya hazırlıyorlardı. M.V., farklı kuvvetlere toplamda 18 öğrencinin yerleştirildiğini, ayrıca TUS sınavı için soruların kendisine ulaştığını ve bilgisayarında sakladığını, bu soruları öğrencilere verdiğini söylemişti.” dedi.

Casusluk görevi

F.A., yabancı ülkelerin askeri ataşelerinden sorumlu mahrem imamlığı görevine nasıl geldiğini şu sözlerle itiraf etti:

“2015 Mayıs ayında M.V. yeni bir birimin kurulduğunu, bu birimin yurt dışından gelen askeri ataşelerden sorumlu olacağını söyledi. Bu ataşelere ülkemizin tanıtılacağını, onlara mihmandarlık yapılacağını, ilgilenileceğini belirterek beni bu görev için uygun gördüğünü söyledi. Beni mülakata aldı, S.K. ile görüştürdü ve bu şahıs tamam dedikten sonra beni bu konuda vazifelendirdi”

F.A. ayrıca, Pakistan Büyükelçiliğinde çalışan bir ateşe olan Faysal isimli şahısla görüştüğünü, ayrıca örgütün kendisine Abu Dabi, Dubai, Suudi Arabistan gibi ülkelerin askeri ataşeleriyle tanışması yönünde talimat verdiğini ve bunlardan birinin ataşesiyle birkaç kez görüştüğünü de itiraf etti.

Neden BAE ile görüşülmesi istendi?

F.A.’nın görevi, yurt dışından gelen askeri ataşeler ile temasa geçmek ve onların Türkiye aleyhine çalışmasını sağlamaktı. Casusluk faaliyetleri yürüten F.A.’ya FETÖ tarafından Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) askeri ataşeleriyle tanışması yönünde verilen talimatlar tesadüf değildi. 2017 yılından beri Birleşik Arap Emirlikleri, FETÖ’ye verdiği destek biliniyor. Bu destek 2017 yılında FETÖ’nün BAE’den 3 milyar dolar destek almasıyla ortaya çıktı. 15 Temmuz Darbe girişimi öncesi FETÖ’nün üst yönetimi Birleşik Arap Emirliği’ne 22 ziyaret gerçekleştirmişti. BAE, İslam’a ve Türkiye’ye her fırsatta saldıran FETÖ’nün Ahval isimli haber sitesinin sponsorluğunu da üstleniyor aynı zamanda.

Yakalanmadan önce gaybubet evlerinde saklandı

15 Temmuz Darbe girişiminde yıllık izin dolayısıyla Sivas’ta olduğunu belirten F.A., bir sonraki gün Bakanlık kararı ile açığa alındığını daha sonra 1 Eylül’de memuriyetteki görevinden ihraç edildiğini belirtti. F.A. şunları kaydetti:

“İhraç edildikten sonra gözaltına alınmaktan ve tutuklanmaktan korktuğum için M.V. ile konuştum. Bana İstanbul’da gaybubet evi ayarlayacağını, bir süre burada kalmamı daha sonra yasa dışı yollardan yurt dışına çıkmamı istedi. Bana ayarladığı Beylikdüzü Yakuplu semtindeki gaybubet evine gittim. İstanbul’da akademisyen yapılanmasında görev aldığını öğrendiğim Semih kod isimli şahsın kaldığı bu eve yerleştim. Evde yaklaşık 7-8 ay kadar kaldım, bu süre içerisinde M.V.’nin bizimle irtibata geçirdiği ismini Erdal veya Mert olarak tanıtan şahısla tanıştım. Şahıs bizden kimlik bilgilerimizi ve fotoğrafımızı aldı.”

F.A. darbeden haberi olmadığını belirterek ekledi:

“300 lira karşılığında bana kardeşim H.İ.A. adına düzenlenmiş sahte nüfus cüzdanı getirdi ancak ben mümkün mertebe zorunluluk olmadıkça dışarıya çıkmamaya çalışıyordum. Ekim 2017’de ailemi Sivas’tan getirdim ve Halkalı’da başka bir gaybubet evine yerleştim. Bu dönemde herkes kendi başının derdine düştüğü için M.V. dışında beni arayan soran olmadı. M.V. yurt dışına kaçmamı çok kez söyledi, hatta parayı ve aracıları kendisinin ayarlayacağını söylemesine rağmen ben yurt dışına kaçmayı hiç düşünmedim. M.V. 2017’de eşini de yasa dışı yollardan yurt dışına kaçırmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminden önce kesinlikle böyle bir darbe girişimi olacağı yönünde bilgi almadım ve hissiyatım oluşmamıştı.”

Sahte pasaport yaptırarak para kazanmış

2018 yılında gaybubet evinde ailesiyle saklandığı dönemde maddi sıkıntılar yaşamaya başladığını belirten F.A. bu nedenle, yasa dışı yollardan kaçan örgüt üyelerine sahte pasaport hazırlamada aracılık yaptığını ve pasaport başı 200 dolar kazandığını söyledi. Bu şekilde 10 pasaport yaptığını belirten F.A., cezaevindeki tutuklu FETÖ mensuplarının tahliye edilmesi için örgüt içinde binlerce dolar elden para transferi gerçekleştiğini ancak şahısların tahliye edilmediğini itiraf etti.

Kriptocuların isimlerini verdi

FETÖ’nün haberleşme ağı olan ByLock’u kullanmadan önce Cover me, Signal ve Falcon isimli şifreli yazışma programlarını kullandıklarını belirten F.A., bu programlar aracılığıyla irtibat kurdukları kişilerin isimlerini de itiraf etti.

KAYNAK: TRT HABER

 

Kategoriler